Yoksulluk nafakası nedir? Bu soruya cevap vermeden önce bu nafaka türünün temelinde yatan olguyu açıklamak gerek. Evlilik birliği kuran eşler arasında dayanışma ve yardımlaşma yükümlülüğü bulunmaktadır. Ancak bu yükümlülük, yalnızca evlilik ilişkisi devam ederken mevcut değildir Yoksulluk nafakasının varlığı, bu yükümlülüğün evliliğin sona ermesinden sonra da devam ettiğini bizlere göstermektedir. Bu konuyla ilgili bir hukuki işlemde bulunmak istiyorsanız boşanma avukatı ile iletişime geçmenizde fayda var. Yoksulluk nafakasına ilişkin merak etiğiniz ve cevabını makalemizde bulamadığınız sorularınızı makalenin en alt kısmındaki formu doldurarak bize iletebilirsiniz.
TMK Yoksulluk Nafakası Nedir?
Yoksulluk nafakasının ne olduğu ,Türk Medeni Kanunu m. 175’te hüküm altına alınmıştır. Evlilik birliği içerisinde eşler arasında karşılıklı bakım ve geçindirme ödevi bulunmaktadır. Bu ödev evlilik birliğinin sona ermesinden sonra da kısmen devam etmektedir. Yoksulluk nafakası ise bunun bir yansımasıdır. Evlilik ilişkisinin bitmesinden sonra yoksulluğa düşecek olan tarafı koruma amacı taşımaktadır. Yani niteliği itibariyle ceza veya tazminat değildir. Bundan dolayıdır ki kusurlu olan eşin de bu talepte bulunmaya hakkı bulunmaktadır. Fakat istemde bulunacak eş, evlilik birliğinin sona ermesi noktasında, diğer eşe nispeten daha az kusurlu olmalıdır. Söz konusu kanun düzenlemesinde herhangi bir süre öngörülmemiştir. Bununla birlikte istemde bulunacak eşin yoksulluk hali içerisinde olması şartı aranmıştır.
Yoksulluk Nafakası Şartları Nelerdir?
Mahkeme tarafından yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için 5 koşulun aynı anda meydana gelmesi gerekmektedir. Bu koşulları şu şekilde sıralayabiliriz:
1) Boşanma Koşulu:
Öncelikle tarafların mahkeme kararı ile boşanmış olmaları gerekmektedir. Ayrıca verilen bu kararın kesinleşmiş olması gerekmektedir. Boşanma davası kesinleştikten sonra, o davaya ilişkin sonradan bir taleple yoksulluk nafakası isteminde bulunulamaz. Genel kural bu şekildedir.
Boşanmadan Sonra Yoksulluk Nafakası Talebi Olabilir Mi?
Genel kural olarak talebin boşanma ile birlikte olması gerektiğinden bahsettik. Fakat bunun bir istisnası bulunmaktadır. O da şöyledir: Boşanmaya ilişkin kesinleşme kararından itibaren yasal 1 yıllık süre içerisinde bağımsız bir dava açılarak yoksulluk nafakası isteminde bulunulabilecektir.
2) Boşanma Nedeni İle Yoksulluğa Düşme Ve Yoksulluk Koşulu:
İstemde bulunan kişinin boşanma sebebiyle yoksulluğa düşmüş olması gerekmektedir. Kendisini yoksulluktan kurtaracak derecede malvarlığı veya gelire sahip olan kişi istemde bulunamaz. Boşanan taraflardan biri, çalışmasına engel bir durum yok ve keyfi olarak çalışmıyorsa yoksulluk nafakası talep edemez. Bununla birlikte zorunlu bir sebepten dolayı çalışamama durumu mevcutsa bu hakkı saklıdır. İstemde bulunan eş, boşanma sebebi ile değil de kendi kusuruyla yoksulluğa düşüyorsa bu talebi kabul edilmez. Ayrıca kendisi yoksulluğa düşmüş kişi aleyhine de yoksulluk nafakasına hükmolunamaz. Peki yoksulluk nedir? Kanun bu konuda açık bir düzenleme yapmamıştır. Yargıtay kararlarına göre; zorunlu ve gerekli ihtiyaçlarını minimum düzeyde karşılayamayan kişi yoksul olarak kabul edilmelidir. Bu ihtiyaçların kapsamına yalnızca yeme, içme ve barınma gibi unsurlar girmemektedir. Ayrıca kültür, ulaşım, sağlık ve eğitim gibi ihtiyaçlar da bu kapsamdadır.
3) Kusur Koşulu:
Nafaka isteminde bulunan eşin kusursuz olması veya diğer eşe nazaran daha az kusurlu olması gerekmektedir. Boşanmada tam kusurlu veya karşı taraftan daha kusurlu olan eşin yoksulluk nafakası talep etme hakkı yoktur. Nafaka yükümlüsünde ise kusurlu olma şartı aranmamaktadır.
4) Talep Koşulu:
Yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için taraflardan birinin talepte bulunması gerekmektedir. Hakim kendiliğinden yoksulluk nafakasına hükmedemeyecektir. Eski kanun düzenlemesinde sadece kadının bu talepte bulunma hakkı vardı. Fakat yeni kanun ile her iki eşe de bu nafaka türünden faydalanma hakkı verilmiştir.
5) Tarafların Mali Gücü Dikkate Alınarak Karar Verilmesi Gerekliliği:
Nafaka yükümlüsünün, hükmedilen nafaka karşısında yoksulluğa düşmeyecek durumda olması gerekir. Nafaka yükümlüsünün işsiz olması, onu bu yükümlülüğünden kurtarmaz. Hakim tarafların ekonomik durumlarını dikkate alarak bir denge kuracaktır. Nafaka miktarı, nafaka ödemekle yükümlü kılınan tarafın mali gücüyle orantılı olmalıdır.
Önemli bir hususa değinmekte yarar vardır ki; yoksulluk nafakası yalnızca normal boşanma davası sonucunda değil, evliliğin iptali söz konusu olduğunda da talep edilebilecektir.
Çocuğun Yoksulluk Nafakası Olur Mu?
Bahsettiğimiz üzere yoksulluk nafakası boşanan eşler arasında doğan bir yükümlülüktür. Alacaklısı da borçlusu da yalnızca eş olabilmektedir. Dolayısıyla çocuğun yoksulluk nafakası alabilmesi mümkün değildir. Çocuk ancak diğer nafaka türlerinden faydalanabilecektir. Özellikle iştirak nafakası çocuğa özel düzenlenmiş bir nafaka türüdür.
Yoksulluk Nafakası Ne Kadar?
Yoksulluk nafakasının miktarı konusunda maktu bir tarife belirlenmemiştir. Yine aynı şekilde kanun hesaplama konusunda bir formül ortaya koymamıştır. Bu konuda hakime çok geniş bir takdir yetkisi tanınmıştır. Belirlenecek miktarın alt sınırı bulunmadığı gibi üst sınırı da bulunmamaktadır. Bir çok etmen göz önünde tutulacak, uzmanlardan yardım alınacak ve miktar hakim tarafından nihai olarak belirlenecektir.
Yoksulluk Nafakası Nasıl Hesaplanır?
Nafaka miktarının belirlenmesi bir çok faktöre bağlıdır. Bunlardan en önemlisi de tarafların ekonomik durumlarıdır. Nafaka miktarı, yoksulluk tehlikesiyle karşılaşan eşin bu tehlikeden kurtulmasını sağlayacak miktarda olmalıdır. Yoksulluk kavramına ve bu kavramın kapsamına değinmiştik. Buradan çıkan sonuç ise kişilerin kültür, ulaşım, sağlık ve eğitim gibi ihtiyaçları yani hayat biçimleri de nafaka miktarının belirlenmesinde önemli bir etkendir. Ancak bu miktar belirlenirken nafaka ödeyecek olan tarafın mali gücü de göz önüne alınmalıdır. Nitekim nafaka miktarı, nafaka ödeyecek olan tarafın mali gücüyle orantılı olmalıdır. Örneğin nafaka miktarı, nafaka ödeyen kişinin yoksulluk tehlikesiyle karşılaşmasına sebep olmamalıdır. Boşanma davasında nafaka talep eden kişiye ayrıca maddi veya manevi tazminat ödenmesine hükmedilmiş olabilir. Bu durumda, nafaka miktarı belirlenirken bu husus da göz önüne alınacaktır.
Hazır boşanmanın mali sonuçları konusuna değinmişken düğün takıları kime aittir konusunda da bilgi almak isterseniz aile hukuku makalelerinin bulunduğu sayfamızı ziyaret edebilirsiniz. Bu hususta ayrıca boşanmada mal paylaşımı konusuna da göz atmanızı öneririz.
Yoksulluk Nafakası Süresi Ne Kadar?
Türk Medeni Kanunu uyarınca, yoksulluk nafakası, kural olarak, süresiz verilmektedir. Bu nedenden ötürü süresiz nafaka olarak da isimlendirilmektedir. Talepte bulunan kişi nafakayı süresiz olarak isteyebilmektedir. Ancak böyle bir zorunluluk yoktur. Talepte bulunan kişi belirli bir süre için yoksulluk nafakası ödenmesini talep edebilir. Sonuç olarak nafakanın süresinin belirlenmesi ilk önce talebe bağlıdır.
Talepte bulunan kişi belirli bir süre örneğin 3 yıl boyunca yoksulluk nafakası ödenmesini talep ediyorsa bu durumda hakim talepten fazlasına karar veremeyecektir. Ancak hakim talebin altında karar verebilecektir. Nitekim talepte bulunan taraf süresiz nafaka isteyebilmekteyken hakim talebin altında yani belirli bir süre sınırıyla yoksulluk nafakasına karar verebilmektedir.
Yoksulluk Nafakasının Kaldırılması Nasıl Olur?
Yoksulluk nafakası kural olarak süresiz bir nafakadır. Ancak belirli şartların gerçekleşmesi halinde sona ermesi mümkündür. Yoksulluk nafakası yükümlülüğü bakımından, 5 sona erme nedeni sayabiliriz:
1) Nafaka alacaklısının ölümü ile sona erebilir. İrat şeklinde ödenen nafaka, taraflardan birinin ölmesi ile ortadan kalkar. Nafaka alacağı kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardan oluğu için alacaklının ölmesi halinde mirasçılar tarafından istenmesi mümkün değildir. Ancak mirasçılar nafaka alacağının muaccel kısmının ödenmesini isteyebilmektedirler. 2) Nafaka alacaklısının yeniden evlenmesi ile sona erebilir. Yeniden evlenen tarafın alacaklı olan taraf olması gerekmektedir. Eğer nafaka borçlusu yeniden evlenir ise bu nafaka bakımından sona erme sebebi değildir. Nafaka alacaklısı yeniden evlenip boşandığı takdirde ilk eşinden kesilen yoksulluk nafakasının bağlanmasını isteme hakkına sahip değildir. Sadece yeni boşandığı eşinden yoksulluk nafakası talep etme hakkına sahip olacaktır.
3) Nafaka alacaklısının resmi olarak evlenmemiş olmasına karşın biriyle evliymiş gibi hayat sürmesiyle sona erer. Nafaka borçlusu açacağı bir dava ile mahkemeden durumun tespit edilmesini isteyebilir. 4) Nafaka alacaklısının yoksulluğunun ortadan kalkması ile sona erebilir. Nafaka borçlusu açacağı bir dava ile mahkemeden durumun tespit edilmesini isteyebilir. 5) Alacaklının haysiyetsiz bir yaşam sürüyor olması nedeniyle sona erebilir. Haysiyetsiz yaşam sürmeden anlaşılması gereken ahlaki değerlere aykırı bir yaşam sürmektir. Örneğin kişinin kadın ticareti yapması, uyuşturucu bağımlısı olması, alkolik olması gibi durumlarda nafaka kesilebilir. Bu durumun devamlı olması ve nafaka borçlusu açısından onur kırıcı bir davranış olması gerekmektedir.
İlk iki sona erme hali, gerçekleştiği an, kendiliğinden sonuç doğurmaktadır. Bunun aksine diğer üç sona erme hali, mahkeme kararı verilmesi ile netice doğuracaktır.
Nafakanın toplu olarak tek seferde ödenmesine de hakim tarafından karar verilebilmektedir. Toptan ödenmesine karar verilmesi halinde ödeme ile birlikte yoksulluk nafakası borcu sona erecektir. Karar kesinleştikten sonra nafaka borçlusunun ölmesi halinde ise nafaka borcu terekenin pasif kısmında yerine alır. Mirasın reddi veya mirastan feragat gibi bir durum söz konusu değilse mirasçılar bu borcu ödemekle yükümlüdürler.
Yetkili ve Görevli Mahkeme Hangisidir?
İlk olarak yetkili mahkemeden bahsetmek gerekirse; yoksulluk nafakası eğer boşanma davası esnasında talep edilmişse bu konuda karar vermeye yetkili mahkeme, doğal olarak boşanma davasının görüldüğü mahkemedir. Fakat yoksulluk nafakası, boşanma davasından ayrı da talep edilebilir. Bu durumda yetkili mahkeme, nafaka talep eden kişinin yerleşim yeri mahkemesi olacaktır.
Yoksulluk nafakası aile hukuku alanı içerisinde bulunmaktadır. Dolayısıyla her türlü talep ve dava da aile mahkemesine yöneltilmelidir. Yani talep, görevli mahkeme olan aile mahkemesine yöneltilecektir. Şu hususa değinmekte yarar var; eğer yer bakımından yetkili alanda aile mahkemesi bulunmamaktaysa bu durumda asliye hukuk mahkemeleri aile mahkemesi sıfatıyla hizmet verecektir.
Yoksulluk Nafakasının Diğer Nafaka Türlerinden Farkları Nelerdir?
Yoksulluk nafakasının tedbir nafakasından ayrıldığı en önemli nokta karar verilebileceği ana ilişkindir. Tedbir nafakasına, ancak boşanma davası devam ederken karar verilmesi mümkündür. Bunun aksine, yoksulluk nafakasına karar verilebilmesi için boşanma kararının kesinleşmiş olması gerekmektedir. Diğer bir fark ise tedbir nafakasının çocuklar için de verilmesi mümkündür. Yoksulluk nafakasında ise böyle bir imkan yoktur. Ayrıca tedbir nafakasına hükmedilebilmesi için tarafların talepte bulunmasına gerek yoktur. Hakim kendiliğinden karar verebilecektir. Fakat yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi, yalnızca talep halinde mümkün olacaktır.
İştirak nafakası, tarafların 18 yaşından küçük ortak çocukları için istenen bir nafaka türüdür. Yoksulluk nafakasına ise yalnızca eş için hükmedilebilmektedir. Yine tedbir nafakasında olduğu gibi iştirak nafakasına hükmedilebilmesi için de talep şartı aranmamaktadır. İştirak nafakası ile yoksulluk nafakasının en önemli farklarından biri süre bakımındandır. İştirak nafakası istisnaları bulunmakla birlikte çocuk ergin oluncaya kadar ödenmektedir. Bunun aksine yoksulluk nafakası ise kural olarak süresiz bağlanmaktadır.
Alt soy, üst soy ve kardeşlerden istenebilen yardım nafakası ile yoksulluk nafakasının farklarına gelelim. Öncelikle yardım nafakasını talep etmek için herhangi bir süre sınırı bulunmamaktadır. Ayrıca yardım nafakası için bir evlilik ilişkisinin bulunması da gerekmemektedir.
Bu konuda diğer nafaka türlerine de göz atmak isterseniz nafaka nedir? isimli makalemize bakabilirsiniz.
Yoksulluk Nafakası Yargıtay Kararları
Karar 1:
“Boşanan eş yararına yoksulluk nafakasına hükmedebilmek için nafaka talep eden eşin boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kusurunun daha ağır olmaması yanında, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olması gerekir (TMK m.175). Boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkek tam kusurlu olmakla birlikte, davacı kadın hakkında yapılan ekonomik ve sosyal durum araştırma tutanağında davacı kadının yaz aylarında rehber olarak çalıştığı, 2 dairesi ve adına araç kaydının bulunduğu dairelerden 1 tanesinin kirada olup, aylık 750 TL kira gelirinin bulunduğu, davalı erkeğin ise 1.300 TL gelirle Turizm seyahat acentesinde şoför olarak çalıştığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, Türk Medeni Kanunu’nun 175 maddesi koşullarının gerçekleştiğinden söz edilemez. O halde davacı kadının yoksulluk nafakası isteğinin reddi gerekirken yazılı şekilde yoksulluk nafakası takdiri doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2019/7387 E., 2019/11400 K.)”.
Karar 2:
“İlk derece mahkemesince tarafların boşanmalarına davacı kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminata hükmedilmiş, davalı erkek tarafından tüm yönlerden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesini yapan bölge adliye mahkemesince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, erkeğin istinaf başvurusu kısmen kabul edilerek, kadının emekli olduğu, boşanma yönünden yoksulluğa düşmeyeceği gerekçesiyle kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiş ise de;
yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davacı kadının asgari ücretin altında (1500 TL) maaş aldığı; davalı erkeğin ise emekli olduğu, ayrıca özel bir şirkette çalıştığı, üç katlı evi ile bir yayla evinin olduğu anlaşılmaktadır. Yerleşik Yargıtay İçtihatlarına göre, asgari ücret seviyesindeki gelir kişiyi yoksulluktan kurtarmaz. (HGK 24.12.2014 tarih 2013/2-1364 Esas-2014/1082 Karar sayılı kararı). Bu sebeple, asgari ücret düzeyinde dahi geliri bulunmayan kadın yararına yoksulluk nafakası koşulları gerçekleşmiş olup, erkeğin sosyal ve ekonomik durumu da göz önüne alınarak kadın lehine uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken, yazılı gerekçe ile bu talebin reddi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2019/6969 E., 2019/11395 K)”.
Yoksulluk nafakası nedir? Elimizden geldiğince cevaplamaya çalıştık bu soruyu. Konuya ilişkin merak ettiğiniz ve makalemizde cevabını bulamadığınız tüm soruları, aşağıdaki formu doldurarak bizlere iletebilirsiniz.