Vekaletsiz iş görme, Türk Borçlar Kanununda düzenlenmiştir. Fakat mevzuatta bu kavramın ne olduğuna dair bir tanım ortaya konulmamıştır. Bunun yerine vekaletsiz iş görmenin unsurları, sonuçları, iş gören ile iş sahibinin hak ve yükümlülükleri gibi meselelere değinilmekle yetinilmiştir. Bu bahislerden hareketle bir tanımlama yapmak gerekirse vekaletsiz iş görme; herhangi bir kişinin, hukuken yetkili ve yükümlü olmadan, başka bir kişinin işini, o kişinin veya kendisinin veyahut da 3. bir kişinin yararına olarak yerine getirmesidir. Burada başkasının işini yerine getiren kişiye iş gören denir. İşi görülen kişi de iş sahibi olarak adlandırılır. Vekaletsiz iş görmenin iki türü mevcuttur. Bunlardan birisi gerçek vekaletsiz iş görme, diğeri de gerçek olmayan vekaletsiz iş görmedir. Bu konu hakkındaki sorularınızı, sayfanın en altında bulunan formu doldurarak bizlere iletebilirsiniz.
TBK, iş sahibi ile iş görenin alacak ve tazminat istemlerinin zamanaşımı süresi hakkında bir düzenleme yapmamıştır. Bu noktada öğretiye ve yerleşik Yargıtay içtihatlarına bakmak gerekir. Burada iş sahibinin ve iş görenin talepleri açısından ayrı süreler kabul edildiği görülmektedir.
Gerçek ve gerçek olmayan vekaletsiz iş görmelerde, iş sahibinin alacak ve tazminat talepleri bakımından; genel olarak kabul edilen zamanaşımı süresi ikili bir ayrıma tabi tutulmuştur. Burada esas alınan kıstas TBK tarafından öngörülen genel zamanaşımı süreleridir. Buna göre; TBK m. 146 açısından iş sahibinin talep edeceği alacaklarda zamanaşımı süresi 10 yıldır. Bunun yanında, iş sahibinin talep edeceği alacak TBK m. 147 kapsamındaysa, burada 5 yıllık zamanaşımı süresi geçerli olacaktır. Buna karşın öğretide bazı yazarlar, gerçek olmayan vekaletsiz iş görme açısından bir haksız fiil oluşacağını düşünmektedirler. Dolayısıyla bu yazarlar, bu noktada haksız fiile ilişkin 2 ve 10 yıllık sürelerin uygulanması gerektiğini düşünmektedirler.
Gerçek ve gerçek olmayan vekaletsiz iş görmelerde iş görenin alacak ve tazminat talepleri bakımından; sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre hareket edilmesi gerektiği kabul edilmektedir. Dolayısıyla burada, TBK m. 82’de öngörülen süreler dikkate alınacaktır. Bu surette zamanaşımı, 2 ve 10 yıllık sürelere tabi olacaktır. 2 yıllık süre, iş sahibinin kazanç devrini istemesiyle birlikte işlemeye başlayacaktır.
İş görenin işi; iş sahibinin menfaatine yönelik olarak ve o kişinin geçerli bir yasaklamasına tabi olmaksızın yapması halinde, gerçek vekaletsiz iş görmeden bahsedilir. Burada iş sahibi ile iş gören arasında ne vekalet ne de sözleşmeden kaynaklı bir ilişki vardır. İş gören, tamamen iş sahibinin varsaydığı iradesi doğrultusunda onun menfaatine yönelik hareket etmektedir.
Gerçek vekaletsiz iş görme, bir hukuki işlem benzeri fiildir. Bu kuruma ilişkin düzenlemeler; TBK m. 526, 527/1 ve 529’da kendisine yer edinmiştir. Gerçek vekaletsiz iş görmenin iş sahibince uygun bulunup kabul edildiği durumlarda; TBK m. 531, yani vekalet ilişkisi hükümleri uygulama alanı bulacaktır. Gerçek vekaletsiz iş görmeye şu şekilde birkaç örnek verebiliriz:
Gerçek olmayan vekaletsiz iş görme; iş görenin vekaleti, yasal veya akdi bir yükümlülüğü olmadığı halde; iş sahibinin menfaatine aykırı olarak veya iş sahibinin yasaklamasına rağmen, kendi veya 3. kişinin yararı adına iş sahibine ait işi görmesi durumudur. Bu iş görme tipi, özünde hukuka aykırı bir fiil barındırmaktadır.
Gerçek olmayan vekaletsiz iş görme, sebepsiz zenginleşme ve haksız fiil ile epeyce karıştırılmaktadır. Fakat bunlar birbirinden apayrı kavramlardır. Sebepsiz zenginleşmede bir tarafın fakirleşmesi olgusu aranırken, burada öyle bir durumun varlığına gerek yoktur. Aynı şekilde haksız fiilde zarar unsurunun oluşması gerekirken, burada herhangi bir zararın oluşması gerekmemektedir.
Bu kuruma ilişkin düzenlemeler; TBK m. 527/2 ve 530’da kendisine yer edinmiştir. Eğer gerçek olmayan vekaletsiz iş görme durumu iş sahibi tarafından uygun görülürse; bu durumda mesele gerçek vekaletsiz iş görme haline gelecektir. Burada da iş sahibinin uygun bulma durumu söz konusu olduğu için TBK m. 531 devreye girecektir. Haliyle artık meseleye ilişkin vekalet sözleşmesi hükümleri uygulanacaktır. Gerçek olmayan vekaletsiz iş görmeye şu şekilde birkaç örnek verebiliriz:
Türk Hukuk sisteminde doğrudan bu isimle anılan bir dava türü bulunmamaktadır. Burada kastedilen, vekaletsiz iş görme neticesinde gerek iş sahibi tarafından gerekse de iş gören tarafından talep edilebilecek şeylere yönelik davalardır. Mesela zilyetliğe ilişkin bu şekilde iş görmelerde zilyetlik davaları söz konusu olabilecektir. Bunun dışında duruma göre alacak davası ve birçok dava türünü ikame etmek mümkün olacaktır. Bu noktada konunun daha iyi irdelenebilmesi için iş sahibi ve iş görenin hakları ayrı başlıklar altında incelenecektir.
İş görenin haklarını 5 kalemde toplayarak sizlere izah edeceğiz:
İş sahibi, gerçek ve gerçek olmayan vekaletsiz iş görmede; iş görenin görülen işten elde ettiği kazanımları isteme hakkına sahiptir. Yani kazanım iş gören veya 3. kişi lehine elde edilse dahi iş sahibi bunu talep edebilecektir. Fakat iş sahibi; iş görenin bu uğurda yaptığı zorunlu ve yararlı harcamaları, elde ettiği kazanımla orantılı olarak iş görene vermek zorundadır. Ayrıca gerçek vekaletsiz iş görmede; iş sahibi, işin kendi menfaatine ve varsayılan iradesine uygun olarak yapılmasını isteyebilecektir.
Burada anlattığımız kapsamda bir vekaletsiz iş görme söz konusu ise; avukatın yasa önünde diğer vatandaşlardan hiçbir farkı yoktur. Yani bu arenada iş görenin avukat olması, durumun sonuçları bakımından bir değişiklik ifade etmeyecektir.
Bunun yanında avukat tarafından, noterden vekaletname çıkarılmaksızın yapılan işlemler söz konusu olabilir. Örneğin dava nasıl açılır, miras paylaşımı nasıl yapılır gibi sorulara cevap bulmak için avukat adına herhangi bir vekaletname çıkarmanız gerekmez. Bu kapsamda avukattan alacağınız hukuki danışmanlık hizmeti vekaletnameye ihtiyaç duymadan görülmektedir. Aynı şekilde bir sözleşme hazırlanması vb. durumlar da vekalet gerektirmez.
Buna karşılık avukat birçok işlemi yapabilmek için müvekkilinden alacağı yetkiye ihtiyaç duyar. Bu da değindiğimiz üzere noter aracılığıyla çıkarılacak vekaletname ile sağlanır. Örneğin avukatın iş sahibi adına dava açabilmesi, ihtarname çekilebilmesi için o kişi tarafından bu konularda yetkilendirilmiş olması lazım. Aynı şekilde tapuda gerçekleştirilecek işlemler bakımından da avukatın özellikle yetkilendirilmesi gerekir. Aksi takdirde avukat bu işlemleri yapamayacaktır. Örneğin tapuda aile konutu şerhinin, intifa hakkı vb.nin konulup kaldırılması bu kapsamdadır.
Avukatın bu şekilde yetkilendirildiği bir vekaletnamesi bulunarak iş görebileceği işlerde; avukat vekaletname olmaksızın ve iş sahibinin iradesi dışında o işi görürse bunun ciddi yaptırımları olabilecektir. Yine burada da vekaletsiz iş görmeye dair hükümler uygulanacaktır. Bunun yanında avukatlık mesleği kamu hizmeti kapsamındadır. Bu sebeple böyle bir iş görmesi halinde avukat, bağlı bulunduğu baroda disiplin soruşturması geçirebilecek ve Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanabilecektir. Bunun sonucu da meslekten ihraca kadar gidebilir.
“Sözleşmenin feshinin haklı ya da haksız olması faydalı ve zorunlu masraf talebi bakımından sözleşmede aksi kararlaştırılmadığı sürece sonuca etkili değildir. Yargıtay’ın yerleşik uygulamaları, sözleşmede aksi kararlaştırılmadıkça kiracının kiralanana yaptığı faydalı ve zorunlu masrafların yapıldığı tarih itibariyle belirlenecek değerinden yıpranma payı düşülmek suretiyle elde edilecek değeri isteme hakkı olduğu yönündedir. İmalat tarihinin kanıtlanamaması halinde kural olarak zorunlu ve faydalı masrafların kira sözleşmesinin başlangıcında yapılmış olduğu kabul edilmektedir.” (Yargıtay 3. H.D. 01.06.2021 T. 2020/1901 E. 2021/5848 K.)
“Çözüme kavuşturulması gereken uyuşmazlık, sigorta poliçelerinden kaynaklanan prim alacağının dava dışı sigorta şirketine kim tarafından ödendiği hususudur. Dava dışı E. Sigorta A.Ş, dava konusu edilen poliçe primlerinin davacı acente tarafından ödendiğinin kabul edildiğini bildirmiştir. Söz konusu ödemenin, davacı şirket çalışanının yakınları tarafından dava dışı E. Sigorta A.Ş ye yapılıp, davacı acente tarafından ödendiğinin kabul edilmesi nedeni ile davacı şirket tarafından yapıldığının kabulü gerekmektedir. Davalı bu poliçe primlerine ilişkin ödemelerin, bir başka sigorta şirketine yapıldığını savunmuş ise de, davacı .. tarafından aracılık edilmiş olması ve prim ödemelerinin davacıya yapılmış olmaması gözetildiğinde davalının bu savunmasına itibar edilemez. Davacının sigorta poliçelerinden kaynaklanan prim ödemelerinin, davalıya vekaletsiz iş görme hükümleri çerçevesinde yapıldığının kabulü ile yapılan bu ödemenin davalıdan istirdadı mümkündür. Bu şekilde değerlendirme yapılıp sonucuna göre bir karar verilmeliyken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.” (Yargıtay 11. H.D. 23.03.2021 T. 2020/2162 E. 2021/2782 K.)
Uzman çavuş sözleşme feshi, uzman çavuşların kendi isteği ile veya idare tarafından sözleşmenin sona…
İnanç sözleşmesi yasalarımızda açık bir şekilde düzenlenmemiştir. Ancak uygulamada ve öğretide "sözleşme özgürlüğü" ilkesi…
Bağışlamanın geri alınması, bağış yapan kişilerin sonradan yaptıkları işlemden pişman olmaları neticesinde başvurmak istedikleri…
İpotek kaldırma işleminin doğru bir şekilde gerçekleştirilmesi, hak kayıplarını önlemek açısından son derece önemlidir. Bu…
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, Türk Ceza Hukuku'nda büyük bir öneme sahiptir. Bu uygulama,…
Sigorta, yaşanma ihtimali olan tehlikeler ve riskler sonrası oluşacak maddi kayıplara karşı güvence altına alınmak…
Avukat Caner Besler tarafından kurulan Besler Hukuk Bürosu; iş hukuku ve iş kazası avukatlığı başta olmak üzere, gayrimenkul avukatı, miras avukatı, boşanma avukatı olarak geniş bir hukuki yelpazede hizmet sunmaktadır.
Besler Hukuk Bürosu İstanbul’da faaliyetlerine başlamış, ilerleyen süreçte Türkiye’nin birçok farklı şehrinde müvekkillerine hizmetler sunmuştur. Merkezi İstanbul İli Kartal İlçesi’nde bulunan Besler Hukuk Bürosu, ülkemizin tamamında avukatlık faaliyetlerini sürdürmektedir.
Kıdem ve ihbar tazminatı, maaş alacakları, fazla çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, yıllık izin ücreti, hafta tatili ücreti, AGİ alacağı, eşit davranmama tazminatı, kötü niyet tazminatı, sendikal tazminat, mobbing nedeniyle manevi tazminat ve her türlü işçilik alacakları iş mahkemesi avukatlarımızca tahsil edilmektedir.
İşçi avukatlığı kapsamında sitemizde kıdem ve ihbartazminat hesaplamayapılabilmektedir. En güncel verilerle kıdem tazminatı tavanını aşmayacak şekilde alacağınızın hesaplanmasına yardımcı olunmaktadır. Brüt ücret tutarınızı girmenizle birlikte hak etmiş olduğunuz kıdem ve ihbar tazminatınız hesaplanmaktadır.
İş kazasıgeçirmiş olan müvekkillerimiz ve yakınlarına iş kazası avukatı olarak her türlü desteği sağlamaktayız. İş kazasının işveren tarafından SGK’ya bildirilmediği durumlarda, gerekli başvuruları yapmaktayız. Maluliyet oranının belirlenmesi ve iş göremezlik maaşının bağlanması için gerekli işlemleri takip etmekteyiz.
SGK tarafından kazanın iş kazası olarak kabul edilmediği hallerde, iş kazası tespit davası açmaktayız. İş kazası tazminatı davalarında müvekkillerimizi temsil etmekte, gerekli maddi ve manevi tazminat hesaplamalarını yaptırarak, tazminat almalarına yardımcı olmaktayız.
Gayrimenkul avukatlığı hizmetlerimiz kapsamındatapu iptal ve tescil davası, kamulaştırmasız el atma davası, arsa payı düzeltim davası, muhdesatın aidiyeti davası, ortaklığın giderilmesi davası ve taşınmaz mülkiyetine ilişkin tüm davalar tarafımızca takip edilmektedir.
Kat karşılığı inşaat sözleşmesi, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi vb. sözleşmeler tarafımızca hazırlanmakta, kentsel dönüşüm için gerekli işlemler yapılmakta ve tüm süreç boyunca hukuki danışmanlık hizmetleri verilmektedir.
Mirastan mal kaçırmadurumlarının varlığı halinde, miras avukatı olarak tapu iptal ve tescil davası açmaktayız. Saklı payın ihlal edilmesi, mirasçılıktan çıkarma ve tenkis davaları gibi miras hukukuna ilişkin davalar da tarafımızca takip edilmektedir.
Vasiyetname, mirastan feragat sözleşmesi, ölünceye kadar bakma sözleşmesi vb. ölüme bağlı tasarruflara ilişkin hukuki metinler tarafımızca düzenlenmekte, bahsi geçen işlemlere ilişkin hukuki sorularınız cevaplandırılmaktadır.
Boşanma avukatı olarak anlaşmalı boşanma davası ve çekişmeli boşanma davası tarafımızca takip edilmektedir. Katılma alacağı davası, nafakanın artırılması davası, velayetin değiştirilmesi davası gibi boşanmaya bağlı diğer davalarda da müvekkillerimizi temsil etmekteyiz.
Anlaşmalı boşanma protokolü, dava dilekçeleri ve gerekli her türlü evrak boşanma avukatlarımız tarafından hazırlanmaktadır. Müvekkillerimizin karşı tarafın hileli ve kötü niyetli işlemleri ile zarar görmemesi için gerekli yönlendirmeler yapılmaktadır.
Avukata sorsayfamız ileistinaf nedirvb. her türlü hukuki sorularınız avukatlarımız tarafından cevaplanmaktadır. Mesai saatleri içerisinde online avukatlarımız, avukata sormak istediğiniz her türlü sorunuzu yanıtlandıracaktır. Avukata soru sormak için avukata sor sayfamızın en altındaki formu doldurmanız yeterlidir. Sorunuzun cevabını yine avukata sor sayfasından görebilir, farklı bir sorunuz varsa avukatlarımıza iletebilirsiniz.
Sitemizi en iyi şekilde kullanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır. Sitemize giriş yaparak çerez kullanımını kabul etmiş sayılmaktasınız.