İş kazası sayıları günümüzde oldukça artmıştır. İş kazası geçirdikten sonra çoğu kimse ne yapacağını tam olarak bilememektedir. Bu makalemizde iş kazası sonucu Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından bağlanan sürekli iş göremezlik maaşı anlatılacaktır.
İş kazası geçiren işçinin haklarından biri de sürekli iş göremezlik geliridir. Şartlarının varlığı halinde iş kazası geçiren işçiye kurumca bağlanabileceği gibi ölüm gerçekleşmiş ise işçinin yakınlarına da bağlanması mümkündür. Maaşa hak kazanabilmek için öncelikle meslekte kazanma gücünün en az %10 oranında kaybedilmiş olması gerekmektedir. Bu oranın tespitini Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yetkilendirilen sağlık sunucularının sağlık kurulları raporlamaktadır. Bu raporlara dayanarak Kurum Sağlık Kurulu tarafından meslekte kazanma gücü kaybı ve maluliyet oranları belirlenerek ödeneğin bağlanıp bağlanmayacağı belirlenmektedir.
Kısaca Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından iş kazası geçiren sigortalıya maaş bağlanabilmesi için aranan iki şart vardır. İlk olarak iş kazası sonucu bedensel veya ruhsal bir zararın ortaya çıkması gerekir. İkinci olarak Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yukarıda bahsedildiği üzere ortaya çıkan bu zararın oranının en az %10 olarak belirlenmesi gerekir. Bu iki şartın gerçekleşmesi halinde iş kazası geçiren işçiye maaş bağlanmaktadır. Kurum tarafından gerekli incelemeler yapılarak 3 ay içerisinde inceleme sonuçlandırılır. İş kazası geçiren işçinin bu karara itiraz etme hakkı bulunmaktadır. İtiraz sonucu meslekte kazanma gücü kaybının hesabı bu sefer Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu tarafından hesaplanır.
Sürekli iş göremezlik geliri bağlanan işçi çalışmaya devam edebilir. Yani işinden ayrılmasına gerek yoktur. Ödeneğe hak kazanabilmek için ayrıca belirli bir süre prim ödemiş olmak aranmamaktadır. Yukarıda sayılan şartların varlığı halinde iş kazası geçiren her sigortalı işçiye maaş bağlanabilir.
Kurumca tespit edilen kazanma gücü kaybının yıllar içerisinde azalması veya artması durumunda yeniden hesaplama yapılması gerekir. Buna göre kazanma gücü kaybı yeni tedaviler sonucu veya zamanla %10 barajının altına düşen işçiye bağlanan gelir kesilir. Kaybın artması durumunda ise yeni orana göre belirlemeler yapılmaktadır.
Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından maaş bağlanabilmesi için belirli şartların var olması gerekmektedir. Öncelikle iş kazasının sigortalı çalışanın başına gelmesi aranan en önemli şarttır. Bunlara ek olarak durumun iş kazası tanımına girmesi için önemli olan husus kazanın SSGSSK madde 13’te düzenlenen hallerden birine karşılıyor olması aranmaktadır.
Örneğin kaza iş yerinde meydana gelmiş olabilir. Kazanın iş yerinde sigortalı çalışan bir işçinin başına gelmesi bu kapsama girmektedir. Bir diğer örnek, kazanın işveren tarafından yürütülmekte olan bir iş sebebiyle ortaya çıkmasıdır. Bu kapsamda değerlendirme yapılırken kazanın iş yerinde olması aranmamaktadır. Aranan şart sigortalı tarafından gerçekleştirilmekte olan işin işverenin emir ve talimatlarına uygun şekilde yerine getirilmesi ve kazanın bu sırada olmasıdır. İşçi ile işvereni arasındaki ilişkinin bir hizmet sözleşmesi kapsamında olması aranmaktadır. Hizmet sözleşmesinden anlaşılması gereken işçinin işverene bağlı olması ve işveren tarafından verilecek olan emir ve talimatlara uygun olarak işin gereğini yapmasıdır. Sigortasız işçi iş kazası geçirdiğinde de kazanın iş kazası kapsamında olduğunun ispat edilmesi halinde maaş bağlanacaktır. İşverenin sunmuş olduğu servis hizmetinin kullanılması sırasında meydana gelen kazalar da iş kazasının içerisine girmektedir.
İş kazası sonucu Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından bağlanan yardımlarından biri olan sürekli iş göremezlik geliri kaza sonucu saptanan engellilik oranına göre ikiye ayrılmaktadır. İş kazası sonucunda meslekte kazanma gücü kaybı %100 olduğu takdirde işçiye sürekli tam iş göremezlik maaşı bağlanır. Ancak sigortalı işçinin meslekte kazanma gücü kaybı %10 ve üstünde ancak %100’ün altında ise sürekli kısmi iş göremezlik geliri bağlanmaktadır.
SGK tarafından hesaplamada meslekte kazanma gücü kaybı dikkate alınmaktadır. Sürekli tam iş göremezlik durumunda sigortalı işçiye aylık kazancının %70’i oranında maaş bağlanmaktadır. Sürekli iş göremezlik derecesi %100 olmayan kişilere de sürekli kısmi iş göremezlik ödeneği bağlanır. Sürekli kısmi iş göremezlik ödeneğinin hesaplanmasında ilk önce hesaplama %100 üzerinden yapılır ardından işçinin malullük oranına göre doğru orantı yapılır.
Eğer iş kazası sonucu sigortalı işçi başkasının bakımına muhtaç hale gelmiş ise bağlanacak ödenek prime esas kazancının %85’inden az olamayacaktır. İş kazası tazminat hesaplama işleminin nasıl yapılacağı hakkında bilgi almak için diğer makalelerimizi inceleyebilirsiniz.
İş kazası geçiren sigortalıya öncelikle çalışamadığı günler için geçici iş göremezlik ödeneği bağlanmaktadır. Bu şekilde geçici iş göremezlik ödeneği bağlandıktan sonra sürekli iş göremezlik durumunun ortaya çıkması veya tespit edilmesi durumunda maaş geçici iş göremezlik ödeneğinin sona erdiği tarihten sonraki ay başında başlamaktadır. Örneğin geçici iş göremezlik ödeneği 21 Aralık tarihinde sona erdiyse maaş 1 Ocak tarihinden itibaren ödenmeye başlayacaktır.
Bazen de iş kazası sonucu meydana çıkan netice direkt ödenek bağlanmasını gerektirebilir. Böyle bir durum söz konusu olduğunda ise takip eden ayın başından itibaren maaş ödenmeye başlar.
Maaş bağlanan kişi kendi isteği ile ya da kurum tarafından talep edilmesi halinde kontrol muayenesi katılır. İlgili kurumlarca yapılan muayene sonucu gelir bağlanan sigortalı işçinin malullük oranında artış var ise gelir yeniden hesaplanır. Ancak muayene sonucu malullük oranının maaş bağlanmasını gerektiren sınırın altında kaldığı anlaşıldığı takdirde gelir muayeneyi takip eden ayın başından itibaren kesilir.
Kurum tarafından yazılı bildirim ile muayene yapılması talep edilmiş ancak sigortalı işçi tarafından geçerli bir mazeret bildirilmeden katılım sağlanmamış ise maaş muayene tarihini takip eden ayın başından itibaren kesilir.
Kontrol muayenesi tarihinden sonraki 3 ay içerisinde kontrolünü yaptıran ve sürekli iş göremezlik durumunun devam ettiği tespit edilen işçinin geliri kesildiği tarihten itibaren yeniden ödenmeye başlanacaktır. Eğer bu 3 aylık süre de geçirilir ve daha sonrasında yapılan kontrol ile sürekli iş göremezlik halinin devamı tespit edilir ise gelir rapor tarihinden sonraki ay başından itibaren yeniden bağlanır.
Son olarak sigortalı işçi tedavisi devam ederken çalışmaya başlar ise gelir kesilecektir. Maaş işe girince kesilmez ancak hekim tarafından tedavinin bittiğine ve işçinin çalışabileceğine dair rapor düzenlenmeden çalışmaya başlanması halinde kesilmektedir.
Sürekli iş göremezlik durumunun tespiti için iş yerinin bulunduğu yer Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğüne başvurulmalıdır. Kurum tarafından başvuruda belirli belgelerin bulunması aranmaktadır. Talep dilekçesi, iş kazası tutanağı iş yeri işe giriş sağlık raporu, epikriz belgesi ve erkekler için askerlik terhis belgesi veya muaf tutulduğuna dair belge kurum tarafından işçiden istenmektedir.
“Mahkemece her ne kadar kabul kararı verilerek, davacıya, kaza tarihinden itibaren sürekli iş göremezlik geliri bağlanmasına karar verilmiş ise de, kaza tarihini takip eden ay başından itibaren gelir bağlanmasına dair hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Ne var ki, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ : Hükmün (2). paragrafındaki “kaza tarihinden itibaren” ibaresinin silinerek yerine “kaza tarihini takip eden ay başı olan 01.02.2003 tarihinden itibaren” ibaresinin yazılmasına ve bu şekliyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davalı …’dan alınmasına, 18.09.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.”
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2019/191 E. , 2019/6229 K.
“Davaya konu somut olayda, eldeki dava, dava dışı işveren yanında 11.11.1994 tarihinde gerçekleşen iş kazası sonucu iş kazasına dayalı kısa vadeli sigorta kollarından sürekli iş göremezlik oranının belirlenmesi istemine ilişkin olup Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu’nun 29.08.2016 tarihli raporu ile davacının sürekli işgöremezlik oranının %27 olarak belirlendiği ve mahkemece bu rapora dayalı olarak hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. Bu tip davalarda öncelikle sigortalının kazalanmasına sebebiyet veren olayın iş kazası olduğunun belirlenmesi gerekir. İş kazasının kabulü yönünde kurum veya Mahkeme kararı yoksa, sürekli iş göremezlik derecesinin tespitinde davacının hukuki yararı bulunmamaktadır. Mahkemece yapılması gereken iş; varsa kurum müfettiş raporunun celbi ile olayın iş kazası olduğunun kabul edilip edilmediğinin davalı kurumdan sorulması; kurum kabulü yoksa davacının talebi halinde usulünce verilecek mehille işveren hasım gösterilerek iş kazasının tespiti için dava açmak üzere süre verilmesi ile açılacak dava sonucuna göre karar verilmesi olup eksik araştırma sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması isabetsizdir.
Mahkemenin, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda araştırma yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.”
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2017/544 E. , 2019/4558 K.
Uzman çavuş sözleşme feshi, uzman çavuşların kendi isteği ile veya idare tarafından sözleşmenin sona…
İnanç sözleşmesi yasalarımızda açık bir şekilde düzenlenmemiştir. Ancak uygulamada ve öğretide "sözleşme özgürlüğü" ilkesi…
Bağışlamanın geri alınması, bağış yapan kişilerin sonradan yaptıkları işlemden pişman olmaları neticesinde başvurmak istedikleri…
İpotek kaldırma işleminin doğru bir şekilde gerçekleştirilmesi, hak kayıplarını önlemek açısından son derece önemlidir. Bu…
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, Türk Ceza Hukuku'nda büyük bir öneme sahiptir. Bu uygulama,…
Sigorta, yaşanma ihtimali olan tehlikeler ve riskler sonrası oluşacak maddi kayıplara karşı güvence altına alınmak…
Avukat Caner Besler tarafından kurulan Besler Hukuk Bürosu; iş hukuku ve iş kazası avukatlığı başta olmak üzere, gayrimenkul avukatı, miras avukatı, boşanma avukatı olarak geniş bir hukuki yelpazede hizmet sunmaktadır.
Besler Hukuk Bürosu İstanbul’da faaliyetlerine başlamış, ilerleyen süreçte Türkiye’nin birçok farklı şehrinde müvekkillerine hizmetler sunmuştur. Merkezi İstanbul İli Kartal İlçesi’nde bulunan Besler Hukuk Bürosu, ülkemizin tamamında avukatlık faaliyetlerini sürdürmektedir.
Kıdem ve ihbar tazminatı, maaş alacakları, fazla çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, yıllık izin ücreti, hafta tatili ücreti, AGİ alacağı, eşit davranmama tazminatı, kötü niyet tazminatı, sendikal tazminat, mobbing nedeniyle manevi tazminat ve her türlü işçilik alacakları iş mahkemesi avukatlarımızca tahsil edilmektedir.
İşçi avukatlığı kapsamında sitemizde kıdem ve ihbartazminat hesaplamayapılabilmektedir. En güncel verilerle kıdem tazminatı tavanını aşmayacak şekilde alacağınızın hesaplanmasına yardımcı olunmaktadır. Brüt ücret tutarınızı girmenizle birlikte hak etmiş olduğunuz kıdem ve ihbar tazminatınız hesaplanmaktadır.
İş kazasıgeçirmiş olan müvekkillerimiz ve yakınlarına iş kazası avukatı olarak her türlü desteği sağlamaktayız. İş kazasının işveren tarafından SGK’ya bildirilmediği durumlarda, gerekli başvuruları yapmaktayız. Maluliyet oranının belirlenmesi ve iş göremezlik maaşının bağlanması için gerekli işlemleri takip etmekteyiz.
SGK tarafından kazanın iş kazası olarak kabul edilmediği hallerde, iş kazası tespit davası açmaktayız. İş kazası tazminatı davalarında müvekkillerimizi temsil etmekte, gerekli maddi ve manevi tazminat hesaplamalarını yaptırarak, tazminat almalarına yardımcı olmaktayız.
Gayrimenkul avukatlığı hizmetlerimiz kapsamındatapu iptal ve tescil davası, kamulaştırmasız el atma davası, arsa payı düzeltim davası, muhdesatın aidiyeti davası, ortaklığın giderilmesi davası ve taşınmaz mülkiyetine ilişkin tüm davalar tarafımızca takip edilmektedir.
Kat karşılığı inşaat sözleşmesi, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi vb. sözleşmeler tarafımızca hazırlanmakta, kentsel dönüşüm için gerekli işlemler yapılmakta ve tüm süreç boyunca hukuki danışmanlık hizmetleri verilmektedir.
Mirastan mal kaçırmadurumlarının varlığı halinde, miras avukatı olarak tapu iptal ve tescil davası açmaktayız. Saklı payın ihlal edilmesi, mirasçılıktan çıkarma ve tenkis davaları gibi miras hukukuna ilişkin davalar da tarafımızca takip edilmektedir.
Vasiyetname, mirastan feragat sözleşmesi, ölünceye kadar bakma sözleşmesi vb. ölüme bağlı tasarruflara ilişkin hukuki metinler tarafımızca düzenlenmekte, bahsi geçen işlemlere ilişkin hukuki sorularınız cevaplandırılmaktadır.
Boşanma avukatı olarak anlaşmalı boşanma davası ve çekişmeli boşanma davası tarafımızca takip edilmektedir. Katılma alacağı davası, nafakanın artırılması davası, velayetin değiştirilmesi davası gibi boşanmaya bağlı diğer davalarda da müvekkillerimizi temsil etmekteyiz.
Anlaşmalı boşanma protokolü, dava dilekçeleri ve gerekli her türlü evrak boşanma avukatlarımız tarafından hazırlanmaktadır. Müvekkillerimizin karşı tarafın hileli ve kötü niyetli işlemleri ile zarar görmemesi için gerekli yönlendirmeler yapılmaktadır.
Avukata sorsayfamız ileistinaf nedirvb. her türlü hukuki sorularınız avukatlarımız tarafından cevaplanmaktadır. Mesai saatleri içerisinde online avukatlarımız, avukata sormak istediğiniz her türlü sorunuzu yanıtlandıracaktır. Avukata soru sormak için avukata sor sayfamızın en altındaki formu doldurmanız yeterlidir. Sorunuzun cevabını yine avukata sor sayfasından görebilir, farklı bir sorunuz varsa avukatlarımıza iletebilirsiniz.
Sitemizi en iyi şekilde kullanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır. Sitemize giriş yaparak çerez kullanımını kabul etmiş sayılmaktasınız.