Ölünceye kadar bakma sözleşmesi diğer adıyla ölünceye kadar bakma akdi, bir tarafın diğer tarafa karşı ölünceye kadar ona bakmayı üstlendiği; diğer tarafın ise bunun karşılığında birtakım malvarlığı değerlerini sağlığında ya da öldükten sonra devretmeyi üstlendiği sözleşmedir. Diğer taraf ölünceye kadar ona bakmayı üstlenen kişiye bakım borçlusu; kendisine bakılan kişiye ise bakım alacaklısı denir. Bu sözleşmenin net bir vadesi yoktur. Temelde tesadüfe bağlı, sürekli borç ilişkisi doğuran ve iki tarafa borç yükleyen bir sözleşmedir. Ölünceye kadar bakma sözleşmesini bağışlama sözleşmesinden ayıran nokta sözleşmenin her iki tarafını da tam borç altına sokması iken; hizmet sözleşmesinden ayıran nokta ise hizmet ilişkisindeki işverene bağımlılık unsurunun bu sözleşmede mevcut olmamasıdır. Belirli bir süre bakımın üstlenildiği ya da alacaklının bütün bakımlarının değil de sadece belirli ihtiyaçlarının giderildiği sözleşmeler ölünceye kadar bakma sözleşmesi sayılmaz. Aynı şekilde bakım karşılığında maaş alınması da farklı bir sözleşmenin konusudur.
Ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile ilgili sıkça sorulan soruların cevapları aşağıda belirtilmiştir. Konu ile ilgili başkaca sorularınızın olması halinde sayfanın en altından sorularınızı büromuza iletebilirsiniz.
Öncelikle bakım alacaklısının gerçek kişi olması gerekmektedir. Bu kişi tek başına yaşayan biri olabileceği gibi evli biri de olabilir. Ancak bakım alacaklısının evli olması durumunda aile düzeninin bozulduğu gerekçesiyle diğer eş bu hakkın sınırlandırılmasını isteyebilir. Aynı zamanda bakım alacaklısı üçüncü bir kişi de olabilir. Bu durumda üçüncü kişi yararına sözleşme kurulmuş olur. Son olarak bakım alacaklısı olarak birden fazla kişi belirlenebileceği gibi bakılacak kişinin gerçekten bakıma muhtaç olması gerekmez. Buna karşın bakım borçlusu olarak da birden fazla kişi belirlenebilir. Ayrıca hem gerçek hem de tüzel kişiler bakım borçlusu olabilir.
Esasen iki tip ölünceye kadar bakma sözleşmesi vardır. Birinde borçlar hukukuna tabi olarak bakım alacaklısı henüz hayatta iken bakım borçlusuna kazandırmada bulundurulur. Diğerinde ise miras hükümlerine bağlı olarak bakım alacaklısı vefat ettiğinde kazandırma gerçekleşir. Ancak türü ne olursa olsun bu sözleşme aynı şekilde yapılır. Hukukumuzda kural sözleşme serbestisi olmakla birlikte bu kuralın bazı istisnaları mevcuttur. Ölünceye kadar bakma akdi de bu istisnalardan biridir ve şekil şartına bağlanmıştır. Öngörülen şekil şartı ise miras sözleşmesi şeklidir. Kanun gereği mirasçı atanması içermese bile bu şekilde yapılmalıdır. Bu kapsamda sözleşmenin tarafları resmi memur önünde aynı anda iradelerini açıklarlar, beyanları doğrultusunda düzenlenen belge resmi memur ve iki tanık huzurunda imzalanır. Bu sözleşmeyi yapmaya yetkili olan merciler kural olarak sulh hakimleri ve noterlerdir. Eğer sözleşme doğrultusunda bir taşınmaz devri söz konusu olacaksa, tapu sicil müdürlerinin de bu sözleşmeyi düzenleyebileceği söylenebilir.
Öncelikle sözleşme taraflarının kimlik bilgileri sözleşmeye konur ve ardından sözleşmenin konusu yazılır. Ardından uygulamada yaygın olan şekliyle noter onayı; tanık bilgileri ve onayları sözleşmeye dahil edilir. Son olarak tanık imzaları da dahil olmak üzere sözleşme imzalanır.
Ölünceye kadar bakma sözleşmesinin sağlararası veya ölüme bağlı olarak kurulabileceğini belirtmiştik. Eğer malvarlığının devri borcu bakım alacaklısının ölümüne bağlı tutulmamışsa borç, sözleşmenin kurulduğu anda doğar ve malvarlığının hemen devri gerekir. Şayet bir taşınmaz borçlanılmışsa bakılan kişinin devir borcu sözleşme kurulduğu andan itibaren doğar ve kendisinin bu devir için tapuya tescil talebinde bulunması zorunludur. Eğer tapuyu devirden kaçınırsa bakım borçlusu tapu devrini mahkemeden isteyebilir. İradi devrin gerçekleştiği ya da mahkeme kararının kesinleştiği anda taşınmaz mülkiyeti geçmiş olur. Malvarlığı devir borcunun bakılan kişinin ölümünden sonra doğacağı kararlaştırılmışsa bakım borçlusu mirasçı olarak atanır. Malvarlığını devir borcu bakım alacaklısının ölümü anında muaccel olur. Atanan mirasçı ya da vasiyet alacaklısı sıfatıyla miras hükümlerine göre alacağını talep edebilir.
Ölünceye kadar bakma sözleşmesi bakılan kişinin ölümüyle kendiliğinden son bulur. Buna karşın taraflar her zaman karşılıklı irade beyanlarıyla sözleşmeyi sona erdirebilirler. Bu sözleşmenin feshi de mümkündür. Her ne kadar fesih ifadesi kullanılmış olsa da Yargıtay’ın katıldığı görüşe göre dönmeye ilişkin hükümler uygulanır. Yani şartlar gerçekleşirse sözleşme geçmişe etkili olarak son bulur. Sözleşme taraflarının kazançları arasında açıkça oransızlık varsa ve kazancı daha fazla olan taraf, karşı tarafın bağışlama amacıyla hareket ettiğini ispat edemezse, karşılıklı edimler arasında oransızlığı öğrenen taraf, her zaman fesih bildiriminde bulunabilir. Sözleşme, oransızlık sebebiyle fesih bildirimi yapıldıktan 6 ay sonra kendiliğinden geçmişe dönük olarak sona erer. Diğer bir ihtimalde ise sözleşmeden doğan borca aykırı davranılması sebebiyle sözleşme artık kendisi için çekilmez, imkansız ya da çok güç hale gelen bir taraf mevcutsa bu taraf her zaman sözleşmeyi sona erdirebilir. Sözleşme miras hükümlerine göre ölüme bağlı olarak yapılmışsa, mirasçılıktan çıkarma hükümlerinin her zaman uygulama alanı bulacağı belirtilmelidir. Bakım borçlusunun ölümü ve bakım alacaklısının malvarlığını başkasına devretmesi ya da devir borcunu yerine getirmemesi de fesih nedenleri arasında sayılabilir. Fesih bildirimi yazılı ya da sözlü yapılabilir.
Sözleşme geçmişe dönük olarak sona erdiğinden tarafların o zamana kadar elde ettiklerini iade borcu doğar. Bu kapsamda bakım alacaklısının kendisine yapılan bakımı para olarak geri vermesi söz konusu olacaktır. Sözleşmenin başladığı günden sona erdiği güne kadar olan kısım için faiziyle birlikte tespit edilecek uygun bir bedelin bakan kişiye ödenmesi gerekir. Buna karşılık bakım borçlusu ise bir malvarlığı elde etmişse ve elde ettiği malvarlığı duruyorsa aynen, durmuyorsa maddi değerini o zamana kadar işlemiş faiziyle birlikte bakılan kişiye iade eder. Ancak tazminat hakkı noktasında bir ayrıma gidilir. Sözleşme eğer kazançlar arasındaki oransızlıktan dolayı sona erdirilmişse tazminat hakkı doğmaz. Karşı taraf kusurlu bile olsa fesheden taraf tazminat isteyemez. Buna karşılık önemli nedenle fesih yapıldığı takdirde fesheden taraf iade yükümlülüğünü yine yerine getirmekle birlikte uğradığı zarar için tazminat talep edebilir. Önemli sebeple fesih halinde fesih şartlarının oluşmadığı hakimce tespit edilirse bakım ve gözetim borcunun ömür boyu gelir borcuna çevrilmesi mümkündür. Bu durumda sözleşme sona ermez sadece borcun türü değişir.
Bakılan kişi, sözleşme gereği üstüne düşen borcu yerine getirmesi halinde nafaka yükümlülüğünü yerine getiremiyorsa, nafaka alacaklısı sözleşmenin iptalini isteyebilir. Sözleşmenin iptaline yönelik dava açılabilmesi için yoksulluk nafakası gibi kanuni bir nafaka söz konusu olmalıdır. Ayrıca bakım alacaklısı, bakım borçlusuna devrettiği malvarlığı sebebiyle kendi alacaklılarını zor duruma düşürürse, bakılan kişinin alacaklıları da sözleşmenin iptalini isteyebilir. Bu kapsamda alacaklılar tasarrufun iptali davası açabilir.
Bilindiği üzere mirasçıların tereke üzerinde başkalarına devredilemeyecek saklı payları mevcuttur. Ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile bakım alacaklısı malvarlığının bir kısmını ya da tamamını devir borcu altına girdiği için mirasçıların saklı paylarını ihlal etmiş olabilir.
Bakım alacaklısı tarafından yapılan sözleşmenin saklı paylı mirasçıların paylarına zarar vermesi halinde mirasçılar miras hukuku hükümlerine göre paylarını talep edebilirler. Bu kapsamda açılacak bir dava ile bakım alacaklısının yaptığı sözleşme hükümlerinin iptali mümkündür.
Saklı paylı mirasçıların hakları muris ölmeden doğmayacağı için muris sağ iken yaptığı sözleşmelere ve girdiği borçlara müdahale edebilmeleri mümkün değildir. Ancak bakım alacaklısı öldükten sonra saklı paylı mirasçılar, ihlal edilen saklı payları oranında tenkis davası açabilir ve haklarının geri verilmesini isteyebilirler.
Ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile ilgili merak ettiğiniz soruları sayfanın alt kısmında bulunan form aracılığıyla bizlere iletebilirsiniz.
Uzman çavuş sözleşme feshi, uzman çavuşların kendi isteği ile veya idare tarafından sözleşmenin sona…
İnanç sözleşmesi yasalarımızda açık bir şekilde düzenlenmemiştir. Ancak uygulamada ve öğretide "sözleşme özgürlüğü" ilkesi…
Bağışlamanın geri alınması, bağış yapan kişilerin sonradan yaptıkları işlemden pişman olmaları neticesinde başvurmak istedikleri…
İpotek kaldırma işleminin doğru bir şekilde gerçekleştirilmesi, hak kayıplarını önlemek açısından son derece önemlidir. Bu…
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, Türk Ceza Hukuku'nda büyük bir öneme sahiptir. Bu uygulama,…
Sigorta, yaşanma ihtimali olan tehlikeler ve riskler sonrası oluşacak maddi kayıplara karşı güvence altına alınmak…
Avukat Caner Besler tarafından kurulan Besler Hukuk Bürosu; iş hukuku ve iş kazası avukatlığı başta olmak üzere, gayrimenkul avukatı, miras avukatı, boşanma avukatı olarak geniş bir hukuki yelpazede hizmet sunmaktadır.
Besler Hukuk Bürosu İstanbul’da faaliyetlerine başlamış, ilerleyen süreçte Türkiye’nin birçok farklı şehrinde müvekkillerine hizmetler sunmuştur. Merkezi İstanbul İli Kartal İlçesi’nde bulunan Besler Hukuk Bürosu, ülkemizin tamamında avukatlık faaliyetlerini sürdürmektedir.
Kıdem ve ihbar tazminatı, maaş alacakları, fazla çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, yıllık izin ücreti, hafta tatili ücreti, AGİ alacağı, eşit davranmama tazminatı, kötü niyet tazminatı, sendikal tazminat, mobbing nedeniyle manevi tazminat ve her türlü işçilik alacakları iş mahkemesi avukatlarımızca tahsil edilmektedir.
İşçi avukatlığı kapsamında sitemizde kıdem ve ihbartazminat hesaplamayapılabilmektedir. En güncel verilerle kıdem tazminatı tavanını aşmayacak şekilde alacağınızın hesaplanmasına yardımcı olunmaktadır. Brüt ücret tutarınızı girmenizle birlikte hak etmiş olduğunuz kıdem ve ihbar tazminatınız hesaplanmaktadır.
İş kazasıgeçirmiş olan müvekkillerimiz ve yakınlarına iş kazası avukatı olarak her türlü desteği sağlamaktayız. İş kazasının işveren tarafından SGK’ya bildirilmediği durumlarda, gerekli başvuruları yapmaktayız. Maluliyet oranının belirlenmesi ve iş göremezlik maaşının bağlanması için gerekli işlemleri takip etmekteyiz.
SGK tarafından kazanın iş kazası olarak kabul edilmediği hallerde, iş kazası tespit davası açmaktayız. İş kazası tazminatı davalarında müvekkillerimizi temsil etmekte, gerekli maddi ve manevi tazminat hesaplamalarını yaptırarak, tazminat almalarına yardımcı olmaktayız.
Gayrimenkul avukatlığı hizmetlerimiz kapsamındatapu iptal ve tescil davası, kamulaştırmasız el atma davası, arsa payı düzeltim davası, muhdesatın aidiyeti davası, ortaklığın giderilmesi davası ve taşınmaz mülkiyetine ilişkin tüm davalar tarafımızca takip edilmektedir.
Kat karşılığı inşaat sözleşmesi, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi vb. sözleşmeler tarafımızca hazırlanmakta, kentsel dönüşüm için gerekli işlemler yapılmakta ve tüm süreç boyunca hukuki danışmanlık hizmetleri verilmektedir.
Mirastan mal kaçırmadurumlarının varlığı halinde, miras avukatı olarak tapu iptal ve tescil davası açmaktayız. Saklı payın ihlal edilmesi, mirasçılıktan çıkarma ve tenkis davaları gibi miras hukukuna ilişkin davalar da tarafımızca takip edilmektedir.
Vasiyetname, mirastan feragat sözleşmesi, ölünceye kadar bakma sözleşmesi vb. ölüme bağlı tasarruflara ilişkin hukuki metinler tarafımızca düzenlenmekte, bahsi geçen işlemlere ilişkin hukuki sorularınız cevaplandırılmaktadır.
Boşanma avukatı olarak anlaşmalı boşanma davası ve çekişmeli boşanma davası tarafımızca takip edilmektedir. Katılma alacağı davası, nafakanın artırılması davası, velayetin değiştirilmesi davası gibi boşanmaya bağlı diğer davalarda da müvekkillerimizi temsil etmekteyiz.
Anlaşmalı boşanma protokolü, dava dilekçeleri ve gerekli her türlü evrak boşanma avukatlarımız tarafından hazırlanmaktadır. Müvekkillerimizin karşı tarafın hileli ve kötü niyetli işlemleri ile zarar görmemesi için gerekli yönlendirmeler yapılmaktadır.
Avukata sorsayfamız ileistinaf nedirvb. her türlü hukuki sorularınız avukatlarımız tarafından cevaplanmaktadır. Mesai saatleri içerisinde online avukatlarımız, avukata sormak istediğiniz her türlü sorunuzu yanıtlandıracaktır. Avukata soru sormak için avukata sor sayfamızın en altındaki formu doldurmanız yeterlidir. Sorunuzun cevabını yine avukata sor sayfasından görebilir, farklı bir sorunuz varsa avukatlarımıza iletebilirsiniz.
Sitemizi en iyi şekilde kullanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır. Sitemize giriş yaparak çerez kullanımını kabul etmiş sayılmaktasınız.