Kira tespit davası, olağanın dışında başvurulacak bir dava yoludur. Gayrimenkul sahipleri kiracı ile bir kira sözleşmesi akdederek mallarını kiraya verebilirler. Kiraya zam yapılma vakti geldiğinde kiracı, normal şartlar altında, kira bedeline en fazla TÜFE – ÜFE oranında zam yapabilecektir. Bu, kanun tarafından belirlenen yasal azami zam miktarıdır. Bu oran, aylık bazda, TÜİK tarafından açıklanmaktadır. Fakat öyle zamanlar gelir ki enflasyon, faiz oranları çığırından çıkabilir. Arz – talep dengesizliği ve ekonomik unsurların neden olduğu bu durum, gayrimenkul değerlerini öngörülenin çok üzerine çıkarabilir. Bu sebeple kira bedeline yapılabilecek yasal azami zam oranı yetersiz kalabilir. Bu durumda kanun koyucu, taraflara belli şartlar altında kira tespit davası açma hakkı tanımıştır. Böylelikle kira bedelinin piyasa koşullarına göre hak ettiği değere uyarlanması amaçlanmıştır. Bu davayı açmayı düşünüyorsanız Dava Nasıl Açılır isimli yazımıza göz atabilirsiniz. İşte bu kira tespit davası, bu yazımızın konusunu oluşturacaktır. Konu hakkında merak ettiğiniz soruları, sayfanın en altındaki forumu doldurarak bizlere iletebilirsiniz.
Aslına bakacak olursanız kira bedelinin tespiti davası ile kira tespit davası aynı şeylerdir. Öğretide asıl adı kira bedelinin tespiti davası olan dava türü, halk arasında daha çok kira tespit davası olarak bilinmekte ve anılmaktadır. Kira tespit davası, Türk Borçlar Kanununun 344. ve 345. maddeleri içerisinde kendisine düzenleme alanı bulmuştur.
Kira bedelinin tespiti davası, sadece konut ve çatılı işyeri kiraları için açılabilir. Dolaysıyla, bunun dışındaki gerek taşınır gerekse taşınmaz kiraları için bu yola başvurulamaz. Bu dava, ancak ortada bir kira sözleşmesi bulunması ve davacının davayı ikame etmede hukuki yararı bulunması halinde açılabilecektir. Bu konuda dava açmayı düşünüyorsanız, alanında uzman bir gayrimenkul avukatından destek almanızı tavsiye ederiz. Aksi takdirde hak kayıplarına uğrayabilirsiniz.
Kira tespit davasının açılabilmesi için birtakım şartların mevcut olması gerekliliğinden bahsetmiştik. Bu şartları sıralamak ve kısaca açıklamak gerekirse şu şekildedir:
Kural olarak kira tespit davası her zaman açılabilmektedir. Fakat özel düzenlemeler ile buna birçok sınır getirilmiştir. Örneğin sözleşmenin ilk yılı içerisinde zaten anlaşılan bir kira bedeli olduğu için davayı açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır. Bunun dışında kanunda ihtar şartı bahsinin de geçtiği 30 günlük bir süreye dair kaide getirilmiştir. Bununla birlikte bu süre, dava sonucunun etkisi bakımından daha önemlidir. Buna ilişkin detaylı açıklama aşağıda başka bir başlık altında yapılacaktır. Bunun yanında bir de 5 yıllık kira süresi meselesi vardır. Belli durumlarda kira süresi 5 yılı aşmamışsa bu davayı ikame etmek mümkün olmayacaktır. Yine bu duruma ilişkin detaylı açıklama da aşağıda başka bir başlık altında yapılacaktır.
İhtar meselesi, davanın açılma süresi ve etkisi yönünden sonuç doğurmaktadır. İlgili kanuni düzenlemede, dava açılma zamanına ilişkin bir belirtmede bulunulmamıştır. Buna göre; ancak kiraya verenin bir yıllık kira döneminin sona ermesine en az 30 gün kala yazılı ihtarda bulunması veya dava açması durumunda, mahkeme tarafından ortaya konulan tespit kararı, yenilenen kira döneminin başlangıç tarihinden itibaren geçerlilik kazanacaktır.
Yani davanın ikame edilme süresi iki şekilde belirlenebilir diyebiliriz. Öncelikle davanın sözleşme yenileme zamanına en geç 30 günlük süre kaldığı tarih aralığında açılabileceğini söyleyelim. Bunun yanında bu 30 günlük süre içerisinde kiranın artırılacağına yönelik, kiracıya yazılı ihtar yapılmışsa; bu durumda dava yeni kira döneminin sonuna kadar ikame edilebilecektir.
Burada şöyle bir sorun ortaya çıkmaktadır ki; anılan düzenleme yalnızca belirli süreli kira sözleşmeleri açısından yapılmıştır. Zira kira bitim zamanı, yeni dönem bahislerinden aksi anlaşılamaz. Peki sözleşme belirsiz süreli ise ne olacak? Burada kanımızca, sanki sözleşme belirli süreliymişçesine hareket etmek gerekir. Yani sözleşmenin akdedildiği tarih esas alınarak yenileme zamanı, bu tarihin üzerinden geçen yıllık periyotlar olarak belirlenmelidir. Bu şekilde, mahkemenin tespit edeceği tutar, yenilenen sözleşme yılı açısından hüküm doğuracaktır.
Burada farklı koşulların varlığına bağlı olarak değişik durumlar gündeme gelecektir. Bu durumları şu şekilde arz ve izah edebiliriz:
Bu şekilde bir dava açılabilmesi mümkün değildir. Ancak içinde bulunulan veya 30 gün içerisinde geçiş olacak döneme yönelik kira tespit davası ikame edilebilecektir. Önceki dönemlere yönelik tespit yapılabilmesi bazı Yargıtay dairelerince mümkün görünse de bizce bu mümkün değildir. Açılan davanın ancak sınırlı düzeyde geriye etkili olabilmesi ise mümkündür. Örneğin yeni döneme geçişten 30 gün önce yazılı ihtar yapılmış olabilir. Dava ise o döneme geçildikten aylar sonra açılmış olabilir. Burada kurulacak hüküm, ilgili dönemin başından itibaren hüküm doğuracaktır. Bu şekilde geriye etkili hüküm kurulması mümkündür. Anılan bu özellik sayesinde kira tespit davası, yenilik doğuran bir dava türüdür diyebiliriz. Bunun dışında, somut olaya göre, haksız fiil kaynaklı ecrimisil talebi gündeme gelebilecek ve geriye dönük istemde bulunulabilecektir.
Kiralananın el değiştirmesi, kiracının kira sözleşmesine bağlılığı açısından bir farklılık yaratmamaktadır. Zira yeni mal sahibi de aynen eski kiraya veren gibi kira ilişkisi ile bağlıdır. Velev ki kiracı tahliyesini gündeme getirecek yenilik doğuran bir durum ortada olmasın. Bu bağlamda yeni malik ile yeni kontrat yapılsa dahi ilk yapılan kira sözleşme tarihi aynen geçerliliğini devam ettirir. Yani yeni bir kira ilişkisi kurulmuş sayılmaz. Dolayısıyla eski malik, kira tespit davası açabilme konusunda hangi noktadaysa yeni malik de o noktadan devam edecektir.
Kısacası malikin yeni veya eski olması durumu, kira tespit davası açısından bir anlam ifade etmeyecektir. Örneğin; eski malikin kiracı ile kira sözleşmesi kurulmasının üzerinden 6 yıl geçmiş olsun. Bunun yanında da eski malik yeni kira dönemine geçişten 30 gün önce kira bedeli artırımı için kiracıya yazılı ihtarda bulunmuş olsun. Bu durumda yeni malik, yeni kira dönemi içerisinde kira tespit davasını ikame edebilecektir.
Kira tespit davasında yetkili ve görevli mahkeme neresidir? Bu konuda görevli mahkeme, Sulh Hukuk Mahkemeleridir. Yetkili mahkeme ise; taşınmazın bulunduğu yer mahkemesidir. Kira tespit davasının yetkili ve görevli mahkemede açılması gerekmektedir.
Bu soruya vereceğimiz cevap hayırdır. Aslında iki dava türü de özünde aynı şeyi amaçlamaktadır. Çünkü iki davanın talebi de kira bedeline dair tespit yapılmasına yöneliktir. Farklılık ise konuya ilişkin birkaç özellik ve davanın ikamesi yönündendir. Kira tespit davası, hem kiracı hem de kiraya veren tarafından açılabilir. Bunun aksine kira artırım davası, ancak kiraya veren tarafından açılabilir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu gereğince hakim taleple bağlı kalmalıdır. Bu sebeple hakim tarafların talepte bulunmadığı bir dönem için resen kira bedeli tespitinde bulunamaz. Konuya ilişkin Yargıtay kararı şu şekildedir:
“Somut olayda; Taraflar arasında 01/11/2010 başlangıç tarihli bir yıl süreli kira sözleşmesi bulunmakta olup, davacıların talebi 01/11/2013 tarihinden itibaren kira bedelinin tespitine ilişkin olduğu hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Buna göre, Mahkemece kira bedelinin tespiti kararı verilirken davacıların dava dilekçesinde bildirdiği 01/11/2013- 01/11/2014 dönemine ilişkin olarak kira bedeli tespiti yoluna gidilmesi gerekirken, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 26. maddesinde yer alan yargılamaya hakim olan ilkelerden “taleple bağlılık ilkesi” gereği gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.” (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, 2020/2296 E. 2020/3034 K. 16.06.2020 T.)
Hakim, kira tespit davasına konu edilen kira sözleşmesinin varlığını ve geçerliliğini titizlikle araştırmalı, tek bir noktayı bile atlamamalıdır. Konuya ilişkin Yargıtay kararının ilgili kısmı şu şekildedir:
“Kaldı ki; davalılar; dava dışı şirketle imzalandığı iddia edilen 15.05.2009 başlangıç tarihli kira sözleşmesindeki imzanın …..’a ait olmadığını ve sözleşmenin imza tarihinde …’in temyiz kudreti olmadığını savunmaları karşısında, imza incelemesi yapılmadan ve kiraya veren …’in temyiz kudreti olup olmadığı üzerinde durulmadan 15.05.2009 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin geçerli kabul edilmesi de doğru değildir.” (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, 2018/5627 E. 2019/6780 K. 17.09.2019 T.)
ADANA NÖBETÇİ SULH HUKUK MAHKEMESİNE
DAVACI: A….. B……. C……
VEKİLİ : C……. B………
DAVALI: Z……. Y…….. V……..
KONU : Mevcut kira bedelinin günümüz ekonomik koşullarına göre tespiti ve uyarlanması talebimizden ibarettir.
AÇIKLAMALAR :
1- Davalı taraf, mülkiyeti müvekkilime ait olan, …. adresinde bulunan konutta 01.03.2003 tarihinden beri kiracı olarak bulunmaktadır.
2- Müvekkilim tarafından davalıya yasal süresi içinde ihtarname düzenlenmiş ve gönderilmiştir. Söz konusu ihtarnamede kira bedelinin yeni dönem için aylık 1.000 TL’den 3.000 TL’ye çıkarılmış olduğu ihtar edilerek bildirilmiştir. Davalı söz konusu ihtarnameyi almış ve kira artış oranının yasal sınırdan fazla olduğunu öne sürerek bu yeni kira bedelini kabul etmediğini beyan etmiştir.
3- Ülkemizin ekonomik durumu sayın mahkemenizin de takdir edeceği üzere çok olumlu değildir. Arz ve talep dengesinde öngörülemez fahiş değişimler yaşanmaktadır. Yasal zam miktarının bu ekonomi karşısında yetersiz kalması sebebiyle müvekkilim maddi kayba uğramaktadır. Öyle ki; emsal ev kiraları, piyasa koşulları, rayiç bedel değerlendirmesi, ekonomik parametreler vb. hususlar mahkemenizce değerlendirildiğinde mevcut kira bedelinin komik seviyelerde aldığı görülecektir.
4- İzah edilen sebeplerle, müvekkilimin maddi açıdan mağdur olduğu ortadadır. İşte bu nedenle davalının ödemekte olduğu kira bedelinin yeniden tespit edilerek arttırılması ve günümüz ekonomik koşullarına göre uyarlanması için huzurdaki kira bedelinin tespiti davasını ikame etme zorunluluğu hasıl olmuştur.
HUKUKİ NEDENLER : TBK, HMK ve ilgili sair mevzuat.
HUKUKİ DELİLLER : Kira sözleşmesi, ihtarname, bilirkişi, emsal rayiç kira bedelleri, tanık, yemin ve ikamesi mümkün her türlü yasal delil.
NETİCE VE TALEP : Arz ve izah edilen sebeplerle; 1.000 TL olan aylık kira bedelinin yeni dönem için mevcut piyasa koşullarına uygun olarak 3.000 TL’ye artırılarak tespitine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini vekaleten arz ve talep ederim. 05.05.2015
Davacı Vekili
C……. B…….
Dilekçe örneğini Word formatında indirmek için tıklayınız: Kira Tespit Davası Dilekçe Örneği – Word
Dilekçe örneğini PDF formatında indirmek için tıklayınız: Kira Tespit Davası Dilekçe Örneği – Pdf
Bu konuda davanın tam olarak ne kadar süreceğini kestirmek zordur. Burada birçok etmen bu hususta etkili olacaktır. Mahkemenin iş yoğunluğu, bilirkişi raporu alma süresi vb. etkenler bu sürenin miktarına etki edecektir. Yani diyebiliriz ki bu soruya net bir cevap veremeyiz. Ancak bu tür davaların ilk derece mahkemesinde ortalama 1 yıl civarı sürdüğünü belirtebiliriz.
Kira tespit davası konusunda sizleri elimizden geldiğince bilgilendirmeye çalıştık bu yazımızda. Bu konu hakkındaki sorularınızı aşağıdaki forum aracılığıyla bizlere iletebilirsiniz.
Uzman çavuş sözleşme feshi, uzman çavuşların kendi isteği ile veya idare tarafından sözleşmenin sona…
İnanç sözleşmesi yasalarımızda açık bir şekilde düzenlenmemiştir. Ancak uygulamada ve öğretide "sözleşme özgürlüğü" ilkesi…
Bağışlamanın geri alınması, bağış yapan kişilerin sonradan yaptıkları işlemden pişman olmaları neticesinde başvurmak istedikleri…
İpotek kaldırma işleminin doğru bir şekilde gerçekleştirilmesi, hak kayıplarını önlemek açısından son derece önemlidir. Bu…
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, Türk Ceza Hukuku'nda büyük bir öneme sahiptir. Bu uygulama,…
Sigorta, yaşanma ihtimali olan tehlikeler ve riskler sonrası oluşacak maddi kayıplara karşı güvence altına alınmak…
Avukat Caner Besler tarafından kurulan Besler Hukuk Bürosu; iş hukuku ve iş kazası avukatlığı başta olmak üzere, gayrimenkul avukatı, miras avukatı, boşanma avukatı olarak geniş bir hukuki yelpazede hizmet sunmaktadır.
Besler Hukuk Bürosu İstanbul’da faaliyetlerine başlamış, ilerleyen süreçte Türkiye’nin birçok farklı şehrinde müvekkillerine hizmetler sunmuştur. Merkezi İstanbul İli Kartal İlçesi’nde bulunan Besler Hukuk Bürosu, ülkemizin tamamında avukatlık faaliyetlerini sürdürmektedir.
Kıdem ve ihbar tazminatı, maaş alacakları, fazla çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, yıllık izin ücreti, hafta tatili ücreti, AGİ alacağı, eşit davranmama tazminatı, kötü niyet tazminatı, sendikal tazminat, mobbing nedeniyle manevi tazminat ve her türlü işçilik alacakları iş mahkemesi avukatlarımızca tahsil edilmektedir.
İşçi avukatlığı kapsamında sitemizde kıdem ve ihbartazminat hesaplamayapılabilmektedir. En güncel verilerle kıdem tazminatı tavanını aşmayacak şekilde alacağınızın hesaplanmasına yardımcı olunmaktadır. Brüt ücret tutarınızı girmenizle birlikte hak etmiş olduğunuz kıdem ve ihbar tazminatınız hesaplanmaktadır.
İş kazasıgeçirmiş olan müvekkillerimiz ve yakınlarına iş kazası avukatı olarak her türlü desteği sağlamaktayız. İş kazasının işveren tarafından SGK’ya bildirilmediği durumlarda, gerekli başvuruları yapmaktayız. Maluliyet oranının belirlenmesi ve iş göremezlik maaşının bağlanması için gerekli işlemleri takip etmekteyiz.
SGK tarafından kazanın iş kazası olarak kabul edilmediği hallerde, iş kazası tespit davası açmaktayız. İş kazası tazminatı davalarında müvekkillerimizi temsil etmekte, gerekli maddi ve manevi tazminat hesaplamalarını yaptırarak, tazminat almalarına yardımcı olmaktayız.
Gayrimenkul avukatlığı hizmetlerimiz kapsamındatapu iptal ve tescil davası, kamulaştırmasız el atma davası, arsa payı düzeltim davası, muhdesatın aidiyeti davası, ortaklığın giderilmesi davası ve taşınmaz mülkiyetine ilişkin tüm davalar tarafımızca takip edilmektedir.
Kat karşılığı inşaat sözleşmesi, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi vb. sözleşmeler tarafımızca hazırlanmakta, kentsel dönüşüm için gerekli işlemler yapılmakta ve tüm süreç boyunca hukuki danışmanlık hizmetleri verilmektedir.
Mirastan mal kaçırmadurumlarının varlığı halinde, miras avukatı olarak tapu iptal ve tescil davası açmaktayız. Saklı payın ihlal edilmesi, mirasçılıktan çıkarma ve tenkis davaları gibi miras hukukuna ilişkin davalar da tarafımızca takip edilmektedir.
Vasiyetname, mirastan feragat sözleşmesi, ölünceye kadar bakma sözleşmesi vb. ölüme bağlı tasarruflara ilişkin hukuki metinler tarafımızca düzenlenmekte, bahsi geçen işlemlere ilişkin hukuki sorularınız cevaplandırılmaktadır.
Boşanma avukatı olarak anlaşmalı boşanma davası ve çekişmeli boşanma davası tarafımızca takip edilmektedir. Katılma alacağı davası, nafakanın artırılması davası, velayetin değiştirilmesi davası gibi boşanmaya bağlı diğer davalarda da müvekkillerimizi temsil etmekteyiz.
Anlaşmalı boşanma protokolü, dava dilekçeleri ve gerekli her türlü evrak boşanma avukatlarımız tarafından hazırlanmaktadır. Müvekkillerimizin karşı tarafın hileli ve kötü niyetli işlemleri ile zarar görmemesi için gerekli yönlendirmeler yapılmaktadır.
Avukata sorsayfamız ileistinaf nedirvb. her türlü hukuki sorularınız avukatlarımız tarafından cevaplanmaktadır. Mesai saatleri içerisinde online avukatlarımız, avukata sormak istediğiniz her türlü sorunuzu yanıtlandıracaktır. Avukata soru sormak için avukata sor sayfamızın en altındaki formu doldurmanız yeterlidir. Sorunuzun cevabını yine avukata sor sayfasından görebilir, farklı bir sorunuz varsa avukatlarımıza iletebilirsiniz.
Sitemizi en iyi şekilde kullanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır. Sitemize giriş yaparak çerez kullanımını kabul etmiş sayılmaktasınız.