Kefalet sözleşmesiyle, sözleşmenin alacaklısına teminat veren kefilin kişisel malvarlığına başvurmaya yönelik bir kişisel teminat hakkı tanınmaktadır. Böylelikle kefil, kefalet sözleşmesine taraf olarak bir alacaklı ile borçlu arasındaki hukuki ilişkiden doğan bir borcun ifa edilememesinin riskini alacaklıya karşı üstlenmektedir. Yani kefilin üstlendiği, borçlunun borcunun ifasını sağlamak değil; aksine borçlunun borcunu ifa etmemesi yüzünden meydana gelecek sonuçlardan kendi malvarlığı ile sorumlu tutulmasıdır. Kefalet sözleşmesi gereği kefilin sorumluluğunu üstlendiği borç doğmuş bir borç olabileceği gibi, ileride de doğabilir. Kefalet sözleşmesinin taraflarını asıl borç ilişkisinden doğan borcun alacaklısı ile kefil oluşturmaktadır. Asıl borçlu bu sözleşmenin tarafı değildir. Kefalet sözleşmesi ile ilgili merak ettiklerinizi sayfanın alt kısmında bulunan form aracılığı ile bizlere iletebilirsiniz.
Bu sözleşme türü tek tarafa (kefile) borç yükleyen bir borç sözleşmesidir. Kefalet sözleşmesi uyarınca her zaman için borç altına giren kefildir. Fakat taraflar arasında bu yönde bir anlaşmanın varlığı halinde kefilin borcuna karşılık olarak bir ivaz kararlaştırılmış olabilir;
Kefilin Kefalet Borcunun Özellikleri
Fer’ilik: Kefalet sözleşmesiyle doğan kefalet borcu, fer’i niteliktedir. Zira asıl borcun varlığı olmaksızın kefalet borcundan söz edilemez. Başka bir deyişle, kefilin borcu, asıl borçluya ait bir borcun varlığını şart kılar. Sözleşmenin devamı sırasında asıl borç sona erdiği takdirde, kefalet borcu da sona erer. İstisnalar saklı kalmak kaydıyla, tarafların kefalet sözleşmesinin bu fer’i niteliğini ortadan kaldıran anlaşmalar hükümsüzdür. Kefalet borcunun fer’ilik niteliğine bağlanan diğer bir sonuç ise, kefaletin teminat altına aldığı alacak devredilirse, kefalet sözleşmesinin sağlamış olduğu haklar da kendiliğinden yeni alacaklıya geçer. Kefalet sözleşmesinin bir diğer sonucu ise kefilin sorumluluğunun asıl borçlunun sorumluluğundan daha fazla olamamasıdır.
Talilik: Kefalet sözleşmesi her zaman için ikincil niteliktedir. Alacaklı için önemli olan asıl borçlu ile arasındaki borç ilişkisinde kararlaştırılan edimi elde etmektir; kefilin edimi ise ancak borçlunun borcunu ifa etmemesi halinde, boşa çıkan ifa menfaatinin karşılanması bakımından bir önem taşımaktadır. Kefaletin ikincil niteliğinin diğer bir anlamı adi kefalet sözleşmesi bakımından söz konusu olmaktadır. Adi kefalette alacaklının kefile başvurabilmesi için öncelikle asıl borçluyu takip etmiş olması ve alacağını ondan elde edememiş olması gerekir.
Farklılık Kefalet sözleşmesi ile kefilin girdiği borç, asıl borç ilişkisindekinden farklıdır. Kefilin borcunun konusu, teminat altına alınan borcun yerine getirilmemesi yüzünden alacaklının uğrayacağı zararın nakdi karşılığıdır. Bu nedenle, kefalet sözleşmesinin geçerlilik şartları asıl borç ilişkisinden ayrı olarak değerlendirilir. Yine kefilin borcu için asıl borçtan farklı bir vade kararlaştırılabilir ve bu borç asıl borçtan farklı bir zamanaşımı süresine tabi olabilir.
Bir kefalet sözleşmesinden bahsedebilmek için öncelikle kanunda öngörülen şartlar mevcut olmalıdır. (1) Öncelikle geçerli bir asıl borç olması ve bu borcun parasal değeri olması gerekir. Gelecekte doğacak borçlar içinde kefalet söz konusu olabilir ancak bu durumda borç belirli olmalıdır. (2) Kefilin: ergin, ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlanmamış olmalıdır. Sınırlı ehliyetsize bir meslek ve sanat icra etmesi için izin verilmişse ve bu meslek ile sanatın icrası için gerekli olduğu takdirde sınırlı ehliyetsiz kefalet sözleşmesi yapabilir. Yasal danışman atanmış kişiler yasal danışmanın rızası ile kefalet sözleşmesi yapabilir. Aynı zamanda kayyım atanan kimseler de kayyım onayıyla kefil olabilir. (3) Kanunda öngörülen nitelikli yazılı olma şekil şartlarına uyulmalıdır. (4) Resmi olarak evli olan ve evlilik birliği içerisinde yaşayan eşler olması halinde; diğer eşin kefaletine rıza göstermesi gerekir.
Kefalet sözleşmesinin geçerliliği mutlaka yazılı şekilde yapılmasına bağlıdır. Yazılı şekil şartına uymayan kefalet sözleşmesi kesin hükümsüzdür. Baştan itibaren hüküm doğurmaz ve her zaman ileri sürülebilir. Hâkim bu durumu re’sen gözetir. Sözleşmede kefilin sorumlu olduğu en yüksek miktar, kefalet tarihi ve kararlaştırılmış ise müteselsil kefalet elle yazılmalıdır. Azami miktar ve kefalet tarihinin yazılmamış olması sözleşmeyi geçersiz kıla ancak kefaletin türünün elle yazılmamış olması sözleşmeyi geçersiz kılmaz; adi kefalet olarak hüküm doğurur. Diğer hususların elle yazılması zorunlu değildir. Kefilin sorumluluğu, kefalet sözleşmesinde belirlenen azami miktar ile sınırlıdır. Ayrıca kefalet ile teminat altına alınan asıl borç yeterli açıklıkla belirlenebilir olmalıdır. Kefalet sözleşmesinin sonradan değiştirilmesi halinde değişiklik kefilin sorumluluğunu artırıyorsa bu değişiklik kefalet sözleşmesi şekil şartına bağlı olarak yapılmalıdır. Kefilin sorumluluğunu daraltan değişiklik halinde şekil şartına uyulmasına gerek yoktur.
Evli olan kimseler bakımından kefalet sözleşmesinin geçerli olması, eşin rıza göstermiş olmasına bağlıdır. Rızanın adi yazılı şekil verilmesi gerekir. Mahkeme tarafından eşler hakkında ayrılık kararı verilmiş ya da eşler ayrı yaşama hakkına sahiplerse, diğer eşin rızası aranmaz. Eşin rızası sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç sözleşmenin kurulması anında verilmelidir. Sözleşme de sonradan yapılacak değişikliklerin geçerliliği eşin rızasına tabidir. Fakat kefilin lehine olan, değişiklikler bakımından rıza aranmaz.
Sözleşme Tarihi
/ /
(El yazısı ile)
…………………’nın …./…./20…. tarihli borç ilişkisinden doğan …………………’ya olan ……………….. TL (Yazı ile Türk Lirası) borcunu ödememesi halinde ……………… (el yazısı ile) azami miktar ile sınırlı olmak kaydıyla mahkeme kararına gerek kalmaksızın yukarıda miktarı belirtilen borcu kefil sıfatıyla ödemeyi kabul, beyan ve taahhüt ederim.
Ad Soyad/İmza
………………
– Kefaleti doğuran sözleşmede belirlenen asıl borcun sona ermesiyle kefalet de sona erer.
– Kefalet sözleşmesi, kurulduğu tarihten itibaren on yıl geçmesiyle sona erer. Sözleşmede daha uzun bir süre kararlaştırılmışsa, bu karar sözleşmeyi hükümsüz kılmaz. On yılın geçmesiyle sözleşme yine sona erer. Kefalet sözleşmesi on yıllık yapılmışsa, on yıl daha uzatılabilir ve süre yirmi yıl olur.
– Gelecekte doğacak bir borca kefil olunması ve borçlunun malı durumunun, sözleşmenin yapılmasından sonra bozulması ya da sözleşme yapılırken kefilin sanılan mali durumundan daha kötü bir durumda olduğu öğrenilirse; kefil, alacaklıya yazılı bildirimde bulunarak kefaletten dönebilir.
– Belirli bir süre için kefil olunmuşsa, sürenin sonunda kefil borcundan kurtulur.
– Kefalet belirsiz süreli ise, asıl borcun vadesi geldikten sonra adi kefalette her zaman; müteselsil kefalette, bir ay içinde kefilin alacaklıya başvurarak alacağını mahkeme ya da icra yoluyla takip etmesini, varsa rehinin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçmesini ve bu takibi, aralıksız sürdürmesini isteme hakkı vardır. Eğer alacaklı kefilin bu istemlerine uymazsa, kefil kefaletten kurtulur.
– Çalışanlara belirsiz süre kefil olunursa, kefil her üç yılın dolmasıyla ve ertesi yılın sonunda geçerli olmak üzere kefaletin feshini bildirebilir.
Kefilin ya da Asıl Borçlunun Ölümünün Kefalet Sözleşmesine Etkisi
Asıl borçlunun ya da kefilin ölmesi, kefalet sözleşmesini sona erdirmez.
Kefil kendisine ait olmayan bir borca kefil olur. Kefalet sözleşmesinin geçerliliği kefalet sözleşmesinin teminat altına aldığı borcun belirli veya belirlenebilir olmasına bağlıdır.
Nitekim kefilin kefil olduğu asıl borç belirli veya belirlenebilir olmadığı takdirde, kefalet sözleşmesi geçersizdir. Bir borç ilişkisinden doğan birden fazla veya sürekli bir borç ilişkisi çerçevesinde farklı zamanlarda doğan birden fazla borç tek bir kefalet sözleşmesi ile teminat altına alınabilir.
Kefalet sözleşmesi ile ilgili önemli bir husus kefaletin türleridir. Alacaklı ile kefil aralarındaki kefalet sözleşmesinde taraflar, borçlunun borcu ödememesi ya da borçludan borcun elde edilmesinin olanaksız olması halinde alacaklının kefile başvurabileceğini kararlaştırmışlarsa, ortada bir adi kefalet vardır. Alacaklı, asıl borçlunun ödeme de gecikmesi halinde doğrudan kefile başvurduğu halde müteselsil kefalet vardır. Bir asıl borca birden fazla kefalet halinde birlikte kefalet olur. Asıl borcun kefilinin, ödeme yapamamasına kefil olunması haline kefile kefalet denir. Rücua kefalette borcu ödemek durumunda kalan kefilin, ödediği borç için asıl borçluya rücu etmesi halinde ondan ödediği kısmı alabileceği; alamaması halinde ise ödemeyi üstlenen konumundadır. Kefalet sözleşmesi ile ilgili merak ettiklerinizi sayfanın alt kısmında bulunan form aracılığı ile bizlere iletebilirsiniz.
Uzman çavuş sözleşme feshi, uzman çavuşların kendi isteği ile veya idare tarafından sözleşmenin sona…
İnanç sözleşmesi yasalarımızda açık bir şekilde düzenlenmemiştir. Ancak uygulamada ve öğretide "sözleşme özgürlüğü" ilkesi…
Bağışlamanın geri alınması, bağış yapan kişilerin sonradan yaptıkları işlemden pişman olmaları neticesinde başvurmak istedikleri…
İpotek kaldırma işleminin doğru bir şekilde gerçekleştirilmesi, hak kayıplarını önlemek açısından son derece önemlidir. Bu…
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, Türk Ceza Hukuku'nda büyük bir öneme sahiptir. Bu uygulama,…
Sigorta, yaşanma ihtimali olan tehlikeler ve riskler sonrası oluşacak maddi kayıplara karşı güvence altına alınmak…
Avukat Caner Besler tarafından kurulan Besler Hukuk Bürosu; iş hukuku ve iş kazası avukatlığı başta olmak üzere, gayrimenkul avukatı, miras avukatı, boşanma avukatı olarak geniş bir hukuki yelpazede hizmet sunmaktadır.
Besler Hukuk Bürosu İstanbul’da faaliyetlerine başlamış, ilerleyen süreçte Türkiye’nin birçok farklı şehrinde müvekkillerine hizmetler sunmuştur. Merkezi İstanbul İli Kartal İlçesi’nde bulunan Besler Hukuk Bürosu, ülkemizin tamamında avukatlık faaliyetlerini sürdürmektedir.
Kıdem ve ihbar tazminatı, maaş alacakları, fazla çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, yıllık izin ücreti, hafta tatili ücreti, AGİ alacağı, eşit davranmama tazminatı, kötü niyet tazminatı, sendikal tazminat, mobbing nedeniyle manevi tazminat ve her türlü işçilik alacakları iş mahkemesi avukatlarımızca tahsil edilmektedir.
İşçi avukatlığı kapsamında sitemizde kıdem ve ihbartazminat hesaplamayapılabilmektedir. En güncel verilerle kıdem tazminatı tavanını aşmayacak şekilde alacağınızın hesaplanmasına yardımcı olunmaktadır. Brüt ücret tutarınızı girmenizle birlikte hak etmiş olduğunuz kıdem ve ihbar tazminatınız hesaplanmaktadır.
İş kazasıgeçirmiş olan müvekkillerimiz ve yakınlarına iş kazası avukatı olarak her türlü desteği sağlamaktayız. İş kazasının işveren tarafından SGK’ya bildirilmediği durumlarda, gerekli başvuruları yapmaktayız. Maluliyet oranının belirlenmesi ve iş göremezlik maaşının bağlanması için gerekli işlemleri takip etmekteyiz.
SGK tarafından kazanın iş kazası olarak kabul edilmediği hallerde, iş kazası tespit davası açmaktayız. İş kazası tazminatı davalarında müvekkillerimizi temsil etmekte, gerekli maddi ve manevi tazminat hesaplamalarını yaptırarak, tazminat almalarına yardımcı olmaktayız.
Gayrimenkul avukatlığı hizmetlerimiz kapsamındatapu iptal ve tescil davası, kamulaştırmasız el atma davası, arsa payı düzeltim davası, muhdesatın aidiyeti davası, ortaklığın giderilmesi davası ve taşınmaz mülkiyetine ilişkin tüm davalar tarafımızca takip edilmektedir.
Kat karşılığı inşaat sözleşmesi, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi vb. sözleşmeler tarafımızca hazırlanmakta, kentsel dönüşüm için gerekli işlemler yapılmakta ve tüm süreç boyunca hukuki danışmanlık hizmetleri verilmektedir.
Mirastan mal kaçırmadurumlarının varlığı halinde, miras avukatı olarak tapu iptal ve tescil davası açmaktayız. Saklı payın ihlal edilmesi, mirasçılıktan çıkarma ve tenkis davaları gibi miras hukukuna ilişkin davalar da tarafımızca takip edilmektedir.
Vasiyetname, mirastan feragat sözleşmesi, ölünceye kadar bakma sözleşmesi vb. ölüme bağlı tasarruflara ilişkin hukuki metinler tarafımızca düzenlenmekte, bahsi geçen işlemlere ilişkin hukuki sorularınız cevaplandırılmaktadır.
Boşanma avukatı olarak anlaşmalı boşanma davası ve çekişmeli boşanma davası tarafımızca takip edilmektedir. Katılma alacağı davası, nafakanın artırılması davası, velayetin değiştirilmesi davası gibi boşanmaya bağlı diğer davalarda da müvekkillerimizi temsil etmekteyiz.
Anlaşmalı boşanma protokolü, dava dilekçeleri ve gerekli her türlü evrak boşanma avukatlarımız tarafından hazırlanmaktadır. Müvekkillerimizin karşı tarafın hileli ve kötü niyetli işlemleri ile zarar görmemesi için gerekli yönlendirmeler yapılmaktadır.
Avukata sorsayfamız ileistinaf nedirvb. her türlü hukuki sorularınız avukatlarımız tarafından cevaplanmaktadır. Mesai saatleri içerisinde online avukatlarımız, avukata sormak istediğiniz her türlü sorunuzu yanıtlandıracaktır. Avukata soru sormak için avukata sor sayfamızın en altındaki formu doldurmanız yeterlidir. Sorunuzun cevabını yine avukata sor sayfasından görebilir, farklı bir sorunuz varsa avukatlarımıza iletebilirsiniz.
Sitemizi en iyi şekilde kullanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır. Sitemize giriş yaparak çerez kullanımını kabul etmiş sayılmaktasınız.