İstihkak davası nedir sorusunu cevaplandırmadan önce istihkak ne demek ile başlamakta fayda var. İstihkak, Arapça kökenli bir kelime olup hak kazanma, hak kazanılan şey anlamına gelmektedir. Bu makalemizin konusunu hacizde istihkak davası oluşturacaktır. Günümüzde hacizlerin artması ile birlikte istihkak davası nedir sorusu sıkça sorulmaya başlanmıştır. İstihkak davası icra hukuku kapsamında teknik bir yapıya sahiptir. Kişilerin hak kaybı yaşamamaları için bu süreci icra hukuku alanında deneyimli bir avukat aracılığıyla yürütmeleri önemlidir. İstihkak davası nedir ve benzeri sorularınızı sayfanın en altındaki form ve Avukata Sor sayfamızdan iletebilirsiniz.
İstihkak Davası Nedir?
İstihkak davası mülkiyeti çekişmeli olan taşınır veya taşınmaz malın kime ait olduğunun tespiti için açılan bir davadır. İstihkak davası yapısı itibariyle ivedilikle görülen bir davadır. Bu nedenle basit yargılama usulüne tabidir. İstihkak iddiası ileri süren kişilerin bu iddialarını haciz işlemini gerçekleştiren icra dairesine yapmaları ile süreç işlemeye başlar.
İstihkak davasının açılabilmesi için belirli bir sürecin gerçekleşmiş olması gerekmektedir. Alacaklının borçlu aleyhine başlatmış olduğu icra takibi sonucu ödeme emrinin kesinleşmesiyle birlikte icra memurlarınca borçluya ait eşyalar ve üçüncü kişilerde bulunan alacaklarına haciz konulur. Bu süreç içerisinde borçlunun eşyaları sanılarak mülkiyeti üçüncü kişide bulunan eşyalara da haciz konması mümkündür. İşte bu durumun gerçekleşmesi halinde borçlu veya üçüncü kişi tarafında istihkak iddiası ileri sürülebilir.
İstihkak İddiası Nedir?
Hacizde istihkak iddiası ileri sürülürse icra memuru tarafından haciz tutanağına yazılır. Eğer durum haciz sırasında öğrenilmemiş ise haczin öğrenilmesinden itibaren yedi gün içerisinde istihkak iddiası ileri sürülmelidir. Bu şekilde istihkak iddiasında ileri sürülmesi durumunda icra müdürlüğünce alacaklıya durum bildirilir. Alacaklı tarafından üç gün içerisinde itiraz edilmez ise haciz kalkar. Söz konusu süreler hak düşürücü nitelikte olduğundan dikkat edilmesi gereken bir durumdur.
Üçüncü kişi tarafından yapılan istihkak iddiasına borçlu veya alacaklı tarafından üç günlük süre içerisinde itiraz edilmesi durumunda icra müdürü söz konusu dosyayı ivedilikle icra mahkemesine göndermek zorundadır. İcra mahkemesi önüne gelen dosya üzerinden istihkak iddiasını değerlendirir. Bu değerlendirme de istihkak iddiasının gerçek, samimi ve inandırıcı olup olmadığı incelenir. Mahkemenin dikkate aldığı bir diğer husus istihkak iddiasının sırf haczin gerçekleşmesine engel olup olmamak maksadıyla yapılıp yapılmadığıdır. İcra mahkemesinin vereceği kararın istihkak iddiasında bulunan üçüncü kişiye bildirilmesiyle dava açma süresi başlar.
İstihkaklı Haciz Nedir?
İstihkaklı haciz; borçlunun veya üçüncü kişilerin haciz esnasında istihkak iddiası ileri sürmesine rağmen yapılan hacizdir. İstihkaklı hacizlerde malın muhafaza altına alınması yani yediemin deposuna kaldırılması mümkün değildir. Haczedilen mal yediemin olarak istihkak iddiası ileri süren kişiye bırakılır ve icra mahkemesi tarafından takibin devamına karar verilinceye kadar muhafaza işlemi yapılamaz.
İstihkak Davalarının Tarafları Kimlerdir?
Mal haciz sırasında borçlunun elinde ise dava açma hakkı üçüncü kişiye aittir. Burada davayı açabilecek üçüncü kişi mal üzerinde hakkı olduğunu iddia eden kişidir. İlla mülkiyetin üçüncü kişiye ait olması gerekmez. Örneğin üçüncü kişinin söz konusu mal üzerinde rehin hakkının bulunması halinde de bu dava açılabilir. İstihkak davası alacaklıya karşı açılan bir davadır. Buradaki alacaklı hak sahipliği çekişmeli olan taşınır veya taşınmaz mal üzerine haciz koyduran alacaklıdır.
Bazı durumlarda borçluya karşı girişilen icra takibinin alacaklısı birden fazla olabilir. Birden fazla alacaklının icra takibine girişmesi ve aralarında zorunlu dava arkadaşlığının bulunması halinde hacze konu edilen çekişmeli mala ilişkin istihkak davası bu alacaklılara karşı birlikte açılmalıdır.
Borçluya karşı girişilen takipte borçlunun haczedilecek mallarının illa kendi elinde olması aranmamaktadır. Başka bir deyişle borçlunun üçüncü kişilerde bulunan malları ve alacakları da haczedilebilir. Çekişmeli malın üçüncü kişinin elinde bulunması durumunda farklı bir yol izlenmektedir. Bu durumda istihkak iddiasında bulunan üçüncü kişinin beyanı alacaklıya bildirilir ve alacaklı için istihkak davası açma süresi başlamış olur. Alacaklı bu yol ile söz konusu mal üzerinde üçüncü kişinin istihkak iddiasına karşı itiraz etmekte ve haczin kalkmasını önlemeye çalışmaktadır.
Hangi Haklar İstihkak Davasına Konu Olabilir?
İstihkak davası sanılanın aksine sadece mülkiyet iddiasıyla açılmak zorunda değildir. İcra İflas Kanunu’nda bulunan ilgili düzenlemeler nazara alındığında rehin hakkı dolayısıyla da istihkak davası açılabilmektedir. Ancak Yargıtayca bu her türlü hak bakımından da istihkak davasının açılabileceği kabul edilmektedir.
Bütünleyici parça, asıl şeyden ayrılması halinde asıl eşyanın niteliğinde kayba sebebiyet verecek şey olarak tanımlanmaktadır. Kural olarak bir şeyin haczi halinde bu haczin bütünleyici parçayı da kapsadığı kabul edilmektedir. Yani bütünleyici parçalar açısından ayrıca bir istihkak davası açılmasına gerek yoktur. Yargıtay tarafından verilen kararlar da bütünleyici parçaların ayrıca haczedilemeyeceğini göstermektedir. Eklenti ise, asıl şeyden yararlanmak veya asıl şeyi kullanmak amacına özgülenen taşınır şeylerdir. Eklentiler asıl şeyden ayrı haciz edilebilmektedir. Dolayısıyla haczedilen asıl şeyin eklentisi konumunda olan taşınır malın malikinin borçludan farklı biri olması durumunda eklentinin maliki tarafından istihkak iddiasında bulunulabilmektedir.
Kişisel hakların bir kısmınında istihkak davası ile geri istenebilmesi mümkündür. Kişisel hakların bir kısmı tapu kütüğüne şerh düşülerek kuvvetlendirilebilir. İşte bu şekilde kuvvetlendirilmiş kişisel haklardan olan önalım, alım ve geri alım hakları istihkak davası çerçevesinde öne sürülebilmektedir. Ancak Yargıtay tarafından tamamen benimsenmiş bir durumda olmadığından dolayı istikrar kazandığı söylenemez.
İstihkak iddiasına ve doğal olarak istihkak davasına konu olabilecek bir diğer önemli hak ise alacak hakkıdır. Bir diğer durum çalınmış veya kaybolmuş şeyler bakımından istihkak davasının açılması halidir. Malın kişinin elinden iradesi dışında çıkması durumunda bu yollar ile malı elinden alınan kişi istihkak davası açabilmektedir. Burada dikkat edilmesi gereken durum malı elinde bulunduran kişilerin iyi niyetlerinin herhangi bir anlam ifade etmediğidir.
Hacizde istihkak davasında görevli mahkeme hangisidir?
İstihkak davası bakımından uyuşmazlığı çözmekle görevli mahkeme icra mahkemeleridir. Yetkili mahkeme, söz konusu icra takibinin yapıldığı yer mahkemesi veya uyuşmazlığa konu hacizli malın bulunduğu yer mahkemesi olarak belirtilmektedir. Ancak özellik arz eden bir husus vardır. Eğer uyuşmazlığa konu hacizli mal taşınmaz mal statüsünde ise HMK’da bulunan yetki kuralları çerçevesinde istihkak davası taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde açılmalıdır.
Miras Sebebiyle İstihkak Davası Açılabilir Mi?
Mirasçılar miras bırakanın başkasının elinde bulunan mal ve hakları için miras sebebiyle istihkak davası açabilirler. Miras sebebiyle istihkak davası mirasçılığın ve malın başkasında olduğunun öğrenildiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde açılmalıdır.
İstihkak Davası Açma Süresi Ne Kadardır?
İstihkak davaları hak sahipliği çekişmeli malların haczedilmesinden itibaren yedi gün içerisinde açılmalıdır. Yedi günlük süre hak düşürücü süredir. Yani mahkemece resen göz önüne alınır ve bu süre geçirildikten sonra davanın görülmesi mümkün olmaz. Süre geçirildiği takdirde uyuşmazlığa konu malın satışının önünde herhangi bir engel kalmayacağı için istihkak davası açacak tarafın dikkatli hareket etmesi gerekmektedir.
Kanun koyucu tarafların hak kaybı yaşamasını önlemek için haciz durumunun daha sonra öğrenilmesi durumunda sürenin ne zamandan itibaren başlayacağını ayrıca düzenlemiştir. Buna göre haciz işlemi daha sonra öğrenildiği takdirde söz konusu hak düşürücü süre haciz işleminin öğrenilmesinden itibaren işlemeye başlayacaktır.
İstihkak Davası Yargıtay Kararları
“Somut olayda, dava konusu 4.6.2015 tarihinde yapılan haciz sırasında üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunan … ‘ün üçüncü kişinin çalışanı olduğu, anılan şahsın, üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunmaya yetkili olmadığı sabittir. Davalı üçüncü kişi tarafından hacizden itibaren İİK’nin 96/3. maddesinde belirtilen 7 günlük süre içerisinde yapılmış bir istihkak iddiası da bulunmamaktadır.
O halde davacı alacaklının İİK’nin 99. maddesi hükümlerine göre istihkak davası açmakta hukuki yararı bulunmadığından 6100 sayılı HMK’nin 114/ h ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi; öte yandan davacı alacaklının Antalya 11. İcra Müdürlüğü’ne yönelttiği 11.6.2015 tarihli talebinde dava konusu hacizde geçerli istihkak iddiasında bulunulmadığını belirterek malların muhafazasına karar verilmesini istediği, İcra Müdürlüğünün ret kararına karşı da şikayet yoluna başvurduğu anlaşılmakla, yargılama giderlerinden sorumlulukla ilgili değerlendirme yapılırken davacı alacaklının şikayet sürecinin dikkate alınması gerekmekte olup, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.”
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2016/10373 E. 2019/7259 K..
“İstihkak davalarında geçerli bir haczin bulunması dava şartı olup, hüküm kesinleşinceye kadar yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerekir. Buna göre, bir takipte haciz aşamasına geçilebilmesinin ve haczin geçerli olmasının ön koşulu da icra emrinin kesinleşmiş olmasıdır.
Tüzel kişiliğin sona ermesi için tüm alacakların tahsil edilmiş, borçların da ödenmiş olması, bu şekilde tüzel kişiliğin tüm hak ve yükümlülüklerinin tasfiye edilmiş bulunması gerekmekte olup, ticaret sicil kayıtlarından terkin edilen borçlu şirket aleyhine, tüzel kişiliğin yeniden ihyası (ek tasfiye) için dava açılmadan takip işlemlerine devam olunamaz.”
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2019/3661 E. 2019/6892 K.