İş kazası tazminat davası, iş kazası geçiren işçinin hakları arasında en önemli olandır. İş kazası tazminat hesaplama bakımından dikkat edilmesi gereken husus; işçinin kaza nedeniyle uğradığı ve iş gücü kaybı nedeniyle gelecekte uğrayacağı zararların karşılanmasıdır.
İş kazası geçirildiğinde tazminat alabilmek için belirli şartların varlığı gereklidir. Öncelikle meydana gelen kazanın iş kazası kapsamında olması gerekmektedir. Bu kaza neticesinde bedensel zararın meydana gelmiş olması gerekmektedir. Bunlara ilaveten kaza ile zarar arasında uygun bir nedensellik bağı olması gerekmektedir. Uygulamada iş yerinde gerçekleşen hemen hemen her iş kazasında tazminat alınabilmektedir.
İş kazası geçiren işçi tarafından talep edilebilecek ilk husus maddi tazminattır. İş kazası sonucu bedensel zarara uğrayan işçi bu tür istemlerde bulunabilmektedir. Maddi tazminata ilişkin düzenlemeler Türk Borçlar Kanunu’nda bulunmaktadır. Maddi tazminat kapsamında işçinin isteyebileceği masraflar kanunda sayılmıştır.
TBK 54. madde gereğince maddi tazminat kapsamında istenmesi mümkün olan kalemler 4 başlık altında toplanmıştır. İşçinin geçirmiş olduğu iş kazası nedeniyle uğramış olduğu zararların telafisi amacıyla yapılan tedavi giderleri bu kalemlerden ilkidir. İş kazası sonucu ortaya çıkan zarar sebebiyle belirli bir süre çalışamayan işçinin uğramış olduğu kazanç kaybı da bu kalemler arasındadır. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar da tazminat kapsamındadır. Bu alacak türüne örnek olarak işçinin geçirdiği iş kazası sonucu yüzünde kalıcı iz oluşması verilebilir. İşçi bu iz nedeni ile daha sonra iş bulmakta zorlanabilir.
Bir diğer kalem ise çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden doğan kayıplardır. Bu kayıp geçici bir kayıp olabileceği gibi kalıcı olması da mümkündür. Geçici kayıptan anlaşılması gereken işçinin çalışma gücünde kayıp olmadığı veya kayıp olmakla birlikte bu kayıp halinin sonradan ortadan kalktığı durumlardır. Bu halde SGK tarafından işçiye geçici iş göremezlik ödeneği bağlanmaktadır. İş kazası sonucu işçinin sürekli olan bir kayıp yaşaması da mümkündür. Bu durumda sürekli iş göremezlik tazminatı istenmesi mümkündür. Sürekli iş göremezlik haline örnek olarak işçinin parmak kaybı verilebilir.
İş kazası tazminat hesaplama yapılırken işçinin kaza geçirmemiş olsaydı elde edeceği gelir dikkate alınmaktadır. İş kazası tazminat hesaplama yöntemi içtihatlar ile ilerlemektedir. Hesaplamada dikkate alınması gereken bazı hususlar mevcuttur. İş kazası tazminat isteminde aktif dönem ve pasif dönem hesapları da hesaplamaya dahil edilmektedir.
Tazminatın hesaplamasında indirilmesine kanun tarafından izin verilen durumlar da söz konusudur. Bunlardan ilki olayda zarar görenin kusurunun bulunmasıdır. İş kazasında ölen işçinin karısının yeniden evlenme olasılığının bulunması da dikkate alınan başka bir durumdur. Bu durumda hakim her somut olayın gereklerine göre ayrı ayrı karar vermektedir. Zararın oluşmasına sebep olan kişinin ekonomik olarak zor durumda bulunması durumunda hakim takdir yetkisi çerçevesinde belirli bir indirim uygulayabilir.
İş kazası nedeniyle tazminat hesaplaması yapılırken önce iş gücü kaybı hesaplanır. Yani maluliyet oranı Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği’nin ekinde yer alan cetvellere göre SGK tarafından hesaplanır. Bu cetvellere göre iş kazası hasar dereceleri yani maluliyet oranı tespit edilecektir. Daha sonra işverenin kusur oranın ne kadar olduğu kusur bilirkişisi tarafından tespit edilerek aşağıdaki hesaplamaya geçilir.
İş kazası tazminat miktarı hesaplamasında dikkate alınacak ilk husus işçinin almış olduğu ücret miktarıdır. Hesaplamanın doğru ve eksiksiz yapılabilmesi için işçinin almış olduğu ücretin tespiti büyük önem arz etmektedir. Bir diğer etken işçinin aktif olarak çalışabileceği süredir. Yargıtay’ın istikrar kazanmış kararları doğrultusunda işçiler için bu yaş sınırı 60 yaş olarak belirlenmiştir. Yaşam süresi hesaplamaya etki eden başka bir faktördür. Yaşam süresi kişinin ortalama yaşayabileceği süre dikkate alınarak hesaplanmaktadır. Ortalama 70 yaşına kadar 60-70 yaş arası pasif dönem de hesaplamaya dahil edilmektedir.
3000 TL Ücretle Çalışan 46 Yaşındaki %20 Kusurlu Bir İşçinin İş Kazası Tazminat Hesaplama Örneği
İş kazası davalarında talep edilebilecek bir diğer husus manevi tazminat davasıdır. Manevi tazminat ile iş kazası sonucu oluşan ruhsal zararın karşılığı olarak belirli bir tutar para istenmektedir. Manevi tazminat istenebilmesi için zarar, uygun nedensellik bağı ve hukuka aykırı fiilin bir arada bulunması gerekmektedir. İş kazasında tazminat alanlar bu şartları sağlamaktadır. Manevi zarara ilişkin açılacak olan tazminat davalarını diğer tazminat davalarından ayıran önemli bir durum söz konusudur. Genel kural gereği tazminat istenebilmesi için ortada bir kusurluluk halinin mevcut olması gerekmektedir. Ancak manevi tazminata ilişkin düzenlemeler ve Yargıtay tarafından bu konu hakkında verilen kararlar göz önüne alındığında durum farklı bir boyut kazanmaktadır. Tazminat istemleri için aranan kusurluluk şartı manevi tazminat için şart olmaktan çıkmıştır. Yani işverenin kusuru olmasa dahi hakim somut olayın gerektirdiği ölçüde manevi tazminat ödenmesine hükmedebilmektedir.
Manevi zarar ilişkin tazminatın belirlenmesinde hakime geniş bir takdir yetkisi tanınmıştır. Hakim her somut olayın kendine özgü durumlarını göz önüne alarak hakkaniyete uygun bir miktar belirlemelidir. Manevi tazminat istenmesinin nedeni iş kazası sonucu duyulan elem, acı ve keder gibi duyguların ortaya çıkmasıdır.
Manevi tazminat kural olarak iş kazası geçiren işçi tarafından istenebilmektedir. Ancak bazı şartların varlığı halinde iş kazası geçiren işçinin yakınları da manevi tazminat isteminde bulunabilir. Yakınların manevi tazminat isteminde de hakim somut olaydaki illiyet bağının bu duruma olanak tanıyıp tanımadığına göre karar verebilir. Kusurluluk hali bu durumda da somut olay gerektiriyor ise aranmaz.
İş kazası sonucu açılacak olan tazminat davaları Borçlar Kanunu genel hükümleri çerçevesinde 10 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Ancak meydana gelen kaza neticesinde ceza davası açılmış ve ceza davası dava zamanaşımı süresi 10 yıldan fazla ise ceza dava zamanaşımı dikkate alınmaktadır.
İşçi de iş kazası sonucu meydana gelen maluliyet zamanla artmakta ve tam net tespit edilemiyor ise iş kazası zamanaşımı süresi maluliyet oranının kesin olarak tespitinin yapıldığı tarihten itibaren işlemeye başlayacaktır.
Genel yetki kuralınca yetkili mahkeme davalının dava tarihindeki yerleşim yeri mahkemesidir. Ayrıca zararın meydana geldiği yer mahkemesinde yetkili mahkeme konumundadır. Son olarak malul olan işçinin veya ölüm halinde yakınlarının yerleşim yeri de yetkili mahkeme konumundadır. İş kazası hakkında detaylı bilgiye İş Kazası Avukatı sayfamızdan ulaşabilirsiniz: Eğer kıdem ve ihbar tazminatınızı hesaplamak istiyorsanız tazminat hesaplama sayfamızı da ziyaret edebilirsiniz.
“İş kazası sonucu sürekli iş göremezlik nedeniyle sigortalının maddi tazminatının hesaplanmasında gerçek ücretin esas alınması koşuldur. Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta primi ödenmesi amacıyla zaman zaman iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Öte yandan, gerçek ücretin ise; işçinin kıdemi ve yaptığı işin özelliği ve niteliğine göre işçiye ödenmesi gereken ücret olduğu, iş yeri ve/veya sigorta kayıtlarına geçmiş ücret olmadığı Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır.
Somut olayda, hakkaniyete uygun maddi tazminatın tespiti açısından, sigortalının yaptığı iş, yaşı ve kıdemi belirtilmek suretiyle emsal ücret araştırması yapıldığı,…Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası tarafından olay tarihi olan 15.09.2009 tarihi için net 793 TL aylık gelir bildirildiği, bu bağlamda müteveffanın tır şoförü olarak çalıştığı, vasıflı çalışan olması hasebi ile asgari ücret üzerinde geliri olmasının olağan olduğu gözetilmeksizin asgari ücret üzerinden yapılan hesaba itibarla destekten yoksun kalma tazminatlarına hükmedilmesi hatalı olmuştur.”
Yargıtay 21. Hukuk D. 2019/1518 E. , 2019/6657 K.
“Dairemizin ve giderek Yargıtay’ın yerleşmiş görüşleri, Kurumca bağlanan gelirlerin peşin sermaye değerinin ve geçici işgöremezlik ödeneklerinin hesaplanan zarardan indirilmesi, Kurumun rücu hakkının korunması ve mükerrer ödemeyi önleme ilkesine dayandığından, kamu düzenine ilişkin olarak kabul edilmiştir. Kaldı ki, 6098 sayılı Kanunun 55. maddesi de emredici bir hükme yer verdiğinden gerçekleştiği tarihe bakılmaksızın tüm fiil ve işlemlere uygulanmalıdır.
Davaya konu işkazası , 5510 sayılı Kanunun yürürlük tarihinden önce meydana geldiğinden, Kurumca rücu edilebilen peşin değer 506 sayılı Kanunun 26. maddesine göre belirlenmelidir. İşverenin 506 sayılı Kanunun 10. maddesine dayanan sorumluluk hali, kendisinin zamanında bildirimde bulunmamasından kaynaklandığından, hiç kimse kendi kusurundan yararlanamayacağından, bu halde dahi 26. maddeye göre rücu edilebilen miktar kadar indirim yapılması gerekecektir.
Anayasa Mahkemesinin 21.03.2007 gün ve 26649 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 23.11.2006 gün ve E: 2003/10, K: 2006/106 sayılı Kararı ile 26. maddedeki “sigortalı veya hak sahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarla sınırlı olmak üzere…” bölümünün Anayasaya aykırılık nedeniyle iptaline karar verilmiştir. 26. maddedeki anılan cümlenin iptali ile Kurumun rücu hakkının yasadan doğan kendine özgü ve sigortalı yada hak sahiplerinin hakkından bağımsız basit rücu hakkına dönüşmüş olması karşısında, rücu davasında, ilk peşin değerli gelirin tazmin sorumlularının kusuruna isabet eden miktarla sınırlı şekilde hüküm kurulması gerekir.”
Yargıtay 21. Hukuk D. 2019/2006 E. , 2019/6541 K.
Uzman çavuş sözleşme feshi, uzman çavuşların kendi isteği ile veya idare tarafından sözleşmenin sona…
İnanç sözleşmesi yasalarımızda açık bir şekilde düzenlenmemiştir. Ancak uygulamada ve öğretide "sözleşme özgürlüğü" ilkesi…
Bağışlamanın geri alınması, bağış yapan kişilerin sonradan yaptıkları işlemden pişman olmaları neticesinde başvurmak istedikleri…
İpotek kaldırma işleminin doğru bir şekilde gerçekleştirilmesi, hak kayıplarını önlemek açısından son derece önemlidir. Bu…
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, Türk Ceza Hukuku'nda büyük bir öneme sahiptir. Bu uygulama,…
Sigorta, yaşanma ihtimali olan tehlikeler ve riskler sonrası oluşacak maddi kayıplara karşı güvence altına alınmak…
Avukat Caner Besler tarafından kurulan Besler Hukuk Bürosu; iş hukuku ve iş kazası avukatlığı başta olmak üzere, gayrimenkul avukatı, miras avukatı, boşanma avukatı olarak geniş bir hukuki yelpazede hizmet sunmaktadır.
Besler Hukuk Bürosu İstanbul’da faaliyetlerine başlamış, ilerleyen süreçte Türkiye’nin birçok farklı şehrinde müvekkillerine hizmetler sunmuştur. Merkezi İstanbul İli Kartal İlçesi’nde bulunan Besler Hukuk Bürosu, ülkemizin tamamında avukatlık faaliyetlerini sürdürmektedir.
Kıdem ve ihbar tazminatı, maaş alacakları, fazla çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, yıllık izin ücreti, hafta tatili ücreti, AGİ alacağı, eşit davranmama tazminatı, kötü niyet tazminatı, sendikal tazminat, mobbing nedeniyle manevi tazminat ve her türlü işçilik alacakları iş mahkemesi avukatlarımızca tahsil edilmektedir.
İşçi avukatlığı kapsamında sitemizde kıdem ve ihbartazminat hesaplamayapılabilmektedir. En güncel verilerle kıdem tazminatı tavanını aşmayacak şekilde alacağınızın hesaplanmasına yardımcı olunmaktadır. Brüt ücret tutarınızı girmenizle birlikte hak etmiş olduğunuz kıdem ve ihbar tazminatınız hesaplanmaktadır.
İş kazasıgeçirmiş olan müvekkillerimiz ve yakınlarına iş kazası avukatı olarak her türlü desteği sağlamaktayız. İş kazasının işveren tarafından SGK’ya bildirilmediği durumlarda, gerekli başvuruları yapmaktayız. Maluliyet oranının belirlenmesi ve iş göremezlik maaşının bağlanması için gerekli işlemleri takip etmekteyiz.
SGK tarafından kazanın iş kazası olarak kabul edilmediği hallerde, iş kazası tespit davası açmaktayız. İş kazası tazminatı davalarında müvekkillerimizi temsil etmekte, gerekli maddi ve manevi tazminat hesaplamalarını yaptırarak, tazminat almalarına yardımcı olmaktayız.
Gayrimenkul avukatlığı hizmetlerimiz kapsamındatapu iptal ve tescil davası, kamulaştırmasız el atma davası, arsa payı düzeltim davası, muhdesatın aidiyeti davası, ortaklığın giderilmesi davası ve taşınmaz mülkiyetine ilişkin tüm davalar tarafımızca takip edilmektedir.
Kat karşılığı inşaat sözleşmesi, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi vb. sözleşmeler tarafımızca hazırlanmakta, kentsel dönüşüm için gerekli işlemler yapılmakta ve tüm süreç boyunca hukuki danışmanlık hizmetleri verilmektedir.
Mirastan mal kaçırmadurumlarının varlığı halinde, miras avukatı olarak tapu iptal ve tescil davası açmaktayız. Saklı payın ihlal edilmesi, mirasçılıktan çıkarma ve tenkis davaları gibi miras hukukuna ilişkin davalar da tarafımızca takip edilmektedir.
Vasiyetname, mirastan feragat sözleşmesi, ölünceye kadar bakma sözleşmesi vb. ölüme bağlı tasarruflara ilişkin hukuki metinler tarafımızca düzenlenmekte, bahsi geçen işlemlere ilişkin hukuki sorularınız cevaplandırılmaktadır.
Boşanma avukatı olarak anlaşmalı boşanma davası ve çekişmeli boşanma davası tarafımızca takip edilmektedir. Katılma alacağı davası, nafakanın artırılması davası, velayetin değiştirilmesi davası gibi boşanmaya bağlı diğer davalarda da müvekkillerimizi temsil etmekteyiz.
Anlaşmalı boşanma protokolü, dava dilekçeleri ve gerekli her türlü evrak boşanma avukatlarımız tarafından hazırlanmaktadır. Müvekkillerimizin karşı tarafın hileli ve kötü niyetli işlemleri ile zarar görmemesi için gerekli yönlendirmeler yapılmaktadır.
Avukata sorsayfamız ileistinaf nedirvb. her türlü hukuki sorularınız avukatlarımız tarafından cevaplanmaktadır. Mesai saatleri içerisinde online avukatlarımız, avukata sormak istediğiniz her türlü sorunuzu yanıtlandıracaktır. Avukata soru sormak için avukata sor sayfamızın en altındaki formu doldurmanız yeterlidir. Sorunuzun cevabını yine avukata sor sayfasından görebilir, farklı bir sorunuz varsa avukatlarımıza iletebilirsiniz.
Sitemizi en iyi şekilde kullanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır. Sitemize giriş yaparak çerez kullanımını kabul etmiş sayılmaktasınız.