Gürültü kirliliği günümüz toplumsal hayatının en önemli sorunlarından biridir. Gürültüye neden olma suçu ise bu sorunun yargısal boyutunu ifade etmektedir. Bu suç, gürültünün kirlilik haline gelmesiyle başlar. Korunan değer kişinin sükunet hakkının ihlali ve korunmasıdır. Gürültüye neden olma suçu ile alakalı sorularınızı, yorumlar kısmından iletebilirsiniz.
Gürültü kirliliği, seslerin olağanın dışında yüksek şiddette, karışık ve yoğun olarak gelmesi durumudur. Bu durum normal seslerin aksine rahatsızlık vermekle beraber sağlığın olumsuz etkilenmesine de neden olmaktadır. İşte devamlı olarak böylesi bir halin varlığı, gürültü kirliliği anlamına gelmektedir.
Bir gürültünün suç teşkil edebilmesi ve yargıya intikal edebilmesi için ilgili mevzuatlarda belirlenen desibel düzeylerinin aşılmış olması, gürültünün devamlılık göstermesi ve sağlığa zarar verme tehlikesi bulunması gibi hallerin varlığı gerekmektedir.
Gürültüye neden olma suçunun oluşabilmesi için eylemin bir kimsenin sağlığının zarar görmesine elverişli ve sürekli olması gerekmektedir. Yani kornaya gereksiz yere basmak, kuru sıkı silah patlatmak gibi kısa süreli eylemler gürültüye neden olma suçunu değil, gürültü kabahatini oluşturacaktır. Bu durum TCK kapsamında olmayıp, Kabahatler Kanunu kapsamındadır. Ve ilgili mevzuat uyarınca idari para cezasına tabidir.
Bir başka ifade ile, 5326 sayılı Kanun’un 36. maddesinde, başkalarının huzur ve sükununa zarar verecek şekilde gürültüye neden olan kişinin gürültü kabahati sebebiyle cezalandırılacağı hükme bağlanmıştır. Çevresel gürültünün kaynağı, sırf huzur ve sükunu bozma amacına yönelmemiş yahut bir kimsenin sağlığının zarar görmesine elverişli olmayacak boyutta ise 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 36. maddesindeki kabahat eyleminden ötürü işlem yapılacağı içtihatlarda belirlenmiştir.
Ses kirliliği, temel olarak TCK m.183 de düzenlenen gürültüye neden olma suçuna sebebiyet verse de, olayda unsurların oluşması halinde, TCK m.123 de yer alan huzur ve sükunu bozma suçuna da sebebiyet verebilir. Nitekim örnek bir Yargıtay Kararı ses kirliliğinin TCK m.123 kapsamını şöyle açıklamaktadır:
“TCK’nın 123. maddesinde düzenlenen kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu genel ve tamamlayıcı nitelikte bir suç olup, bu suçun oluşması için eylemin Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanmamış olması gerekmektedir. Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu ile korunan hukuki yarar kişi özgürlüğünün korunması ve bireyin, psikolojik ve ruhsal bakımdan rahatsız edilmemesi ve yaşamını sağlıklı bir şekilde sürdürmesi olarak tanımlanmaktadır. Bu suçun oluşabilmesi için, kanun metninde yazılı bulunan telefon etme, gürültü yapma yada aynı maksatla, hukuka aykırı bir davranışta bulunulması eylemlerinin bir kez yapmasının yeterli olmadığı, eylemin ısrarla tekrarlanması, süreklilik arz etmesi ve sırf kişilerin huzur ve sükununu bozma saiki ile işlenmesi gerekmektedir.” (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2020/8881 Esas , 2020/16640 Karar, 17.11.2020 Tarih)
Başkasının sağlığına zarar verecek şekilde gürültü yapan kişiye, Türk Ceza Kanunu m.183 gereğince, iki aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası verilir.
Gürültü şikayeti karakola veya savcılığa yapılmaktadır.
Gürültü şikayetinde, ilk aşamada kolluk kuvvetleri aranarak haberdar edilmesi ve durumun tutanak altına alınması yerinde olacaktır. Doğrudan savcılığa suç duyurusunda bulunularak yargı sürecinin başlatılması da mümkündür.
Gürültüye neden olma suçunda, ses düzeyinin suç teşkil edip etmediğinin belirlenmesi bilirkişi marifetiyle sağlanmaktadır. Aksi halde yeterli inceleme yapılmadığından verilen hükmün bozulması gündeme gelebilir.
Gürültüye neden olma suçu, takibi şikayete bağlı suçlardan değildir. Dolayısıyla şikayet olmasa dahi soruşturulur ve şikayetin geri alınması bir etki doğurmaz.
Gürültüye neden olma suçunun faili, herkes olabilir. Belli bir nitelik gerekmez. Anılan suçun mağduru ise gürültünün yapıldığı ve duyulduğu yerde yaşayan herkestir.
Bu suç yalnız kast ile işlenebilen bir suçtur. Dolayısıyla taksirle işlenmesi bu suçu oluşturmayacaktır. Buradaki kast unsuru doğrudan olabileceği gibi olası kast da olabilir.
Suçun zincirleme olarak işlenmesi de mümkün olup verilecek ceza dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılır.
Gürültüye neden olma suçu 8 yıllık zamanaşımına tabidir. Sürenin dolması halinde, soruşturma şartları gerçekleşmemiş olacağından savcılık takipsizlik kararı verecektir. Son hareketin üzerinden 8 yılın geçmesine rağmen şayet bir şekilde soruşturma başladı ise bu durum anlaşıldığı takdirde dava düşürülecektir.
“TCK’nın 183’teki suç somut tehlike suçudur. Suçun oluşması için gürültüye maruz kalan kişinin sağlığının bozulması gerekmez, gürültünün insan sağlığını tehlikeye düşürmeye elverişli olması yeterlidir. Ölçülen gürültü düzeyinin insan sağlığının zarar görmesine elverişli olup olmadığının bilimsel ölçütlere göre değerlendirilmesi için odyoloji uzmanı bulunan kurula dosya tevdi edilerek, somut olayda gürültünün, insan sağlığının zarar görmesine elverişli olup olmadığı yönünde rapor alınarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, yasal olmayan ve yetersiz gerekçeyle beraat kararı verilmesi, Kanuna aykırı ve katılan … vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmekle, tebliğnamedeki isteme aykırı olarak, HÜKMÜN BOZULMASINA…” (4. Ceza Dairesi, 2021/9425 E., 2022/21118 K.)
Gürültü Kirliliğinin hukuki boyutunu, bu yazımızda sizler için işledik. Sorularınız için, yorumlar kısmından bizlerle iletişime geçebilirsiniz…
Uzman çavuş sözleşme feshi, uzman çavuşların kendi isteği ile veya idare tarafından sözleşmenin sona…
İnanç sözleşmesi yasalarımızda açık bir şekilde düzenlenmemiştir. Ancak uygulamada ve öğretide "sözleşme özgürlüğü" ilkesi…
Bağışlamanın geri alınması, bağış yapan kişilerin sonradan yaptıkları işlemden pişman olmaları neticesinde başvurmak istedikleri…
İpotek kaldırma işleminin doğru bir şekilde gerçekleştirilmesi, hak kayıplarını önlemek açısından son derece önemlidir. Bu…
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, Türk Ceza Hukuku'nda büyük bir öneme sahiptir. Bu uygulama,…
Sigorta, yaşanma ihtimali olan tehlikeler ve riskler sonrası oluşacak maddi kayıplara karşı güvence altına alınmak…
Avukat Caner Besler tarafından kurulan Besler Hukuk Bürosu; iş hukuku ve iş kazası avukatlığı başta olmak üzere, gayrimenkul avukatı, miras avukatı, boşanma avukatı olarak geniş bir hukuki yelpazede hizmet sunmaktadır.
Besler Hukuk Bürosu İstanbul’da faaliyetlerine başlamış, ilerleyen süreçte Türkiye’nin birçok farklı şehrinde müvekkillerine hizmetler sunmuştur. Merkezi İstanbul İli Kartal İlçesi’nde bulunan Besler Hukuk Bürosu, ülkemizin tamamında avukatlık faaliyetlerini sürdürmektedir.
Kıdem ve ihbar tazminatı, maaş alacakları, fazla çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, yıllık izin ücreti, hafta tatili ücreti, AGİ alacağı, eşit davranmama tazminatı, kötü niyet tazminatı, sendikal tazminat, mobbing nedeniyle manevi tazminat ve her türlü işçilik alacakları iş mahkemesi avukatlarımızca tahsil edilmektedir.
İşçi avukatlığı kapsamında sitemizde kıdem ve ihbartazminat hesaplamayapılabilmektedir. En güncel verilerle kıdem tazminatı tavanını aşmayacak şekilde alacağınızın hesaplanmasına yardımcı olunmaktadır. Brüt ücret tutarınızı girmenizle birlikte hak etmiş olduğunuz kıdem ve ihbar tazminatınız hesaplanmaktadır.
İş kazasıgeçirmiş olan müvekkillerimiz ve yakınlarına iş kazası avukatı olarak her türlü desteği sağlamaktayız. İş kazasının işveren tarafından SGK’ya bildirilmediği durumlarda, gerekli başvuruları yapmaktayız. Maluliyet oranının belirlenmesi ve iş göremezlik maaşının bağlanması için gerekli işlemleri takip etmekteyiz.
SGK tarafından kazanın iş kazası olarak kabul edilmediği hallerde, iş kazası tespit davası açmaktayız. İş kazası tazminatı davalarında müvekkillerimizi temsil etmekte, gerekli maddi ve manevi tazminat hesaplamalarını yaptırarak, tazminat almalarına yardımcı olmaktayız.
Gayrimenkul avukatlığı hizmetlerimiz kapsamındatapu iptal ve tescil davası, kamulaştırmasız el atma davası, arsa payı düzeltim davası, muhdesatın aidiyeti davası, ortaklığın giderilmesi davası ve taşınmaz mülkiyetine ilişkin tüm davalar tarafımızca takip edilmektedir.
Kat karşılığı inşaat sözleşmesi, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi vb. sözleşmeler tarafımızca hazırlanmakta, kentsel dönüşüm için gerekli işlemler yapılmakta ve tüm süreç boyunca hukuki danışmanlık hizmetleri verilmektedir.
Mirastan mal kaçırmadurumlarının varlığı halinde, miras avukatı olarak tapu iptal ve tescil davası açmaktayız. Saklı payın ihlal edilmesi, mirasçılıktan çıkarma ve tenkis davaları gibi miras hukukuna ilişkin davalar da tarafımızca takip edilmektedir.
Vasiyetname, mirastan feragat sözleşmesi, ölünceye kadar bakma sözleşmesi vb. ölüme bağlı tasarruflara ilişkin hukuki metinler tarafımızca düzenlenmekte, bahsi geçen işlemlere ilişkin hukuki sorularınız cevaplandırılmaktadır.
Boşanma avukatı olarak anlaşmalı boşanma davası ve çekişmeli boşanma davası tarafımızca takip edilmektedir. Katılma alacağı davası, nafakanın artırılması davası, velayetin değiştirilmesi davası gibi boşanmaya bağlı diğer davalarda da müvekkillerimizi temsil etmekteyiz.
Anlaşmalı boşanma protokolü, dava dilekçeleri ve gerekli her türlü evrak boşanma avukatlarımız tarafından hazırlanmaktadır. Müvekkillerimizin karşı tarafın hileli ve kötü niyetli işlemleri ile zarar görmemesi için gerekli yönlendirmeler yapılmaktadır.
Avukata sorsayfamız ileistinaf nedirvb. her türlü hukuki sorularınız avukatlarımız tarafından cevaplanmaktadır. Mesai saatleri içerisinde online avukatlarımız, avukata sormak istediğiniz her türlü sorunuzu yanıtlandıracaktır. Avukata soru sormak için avukata sor sayfamızın en altındaki formu doldurmanız yeterlidir. Sorunuzun cevabını yine avukata sor sayfasından görebilir, farklı bir sorunuz varsa avukatlarımıza iletebilirsiniz.
Sitemizi en iyi şekilde kullanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır. Sitemize giriş yaparak çerez kullanımını kabul etmiş sayılmaktasınız.