Teknolojinin hızla gelişmesi sonucu son on yılda hayatımızın büyük bir bölümünü oluşturan telefon, bilgisayar ve kredi kartı gibi araçlar da artık suç işlemek için kullanılır olmuşlardır. Bilişim suçu, bu ve benzeri araçlar kullanılarak sanal ortamda işlenen suçlardır.
Bilişim Suçları Nelerdir?
Kanun koyucu teknolojinin gelişmesi ve yaygınlaşmasıyla birlikte hayatımıza giren bu yeni suç tiplerini Türk Ceza Kanunu’nun bilişim alanında suçlar başlığı altında düzenlemiştir. Bu başlık altında 243-245. maddeler arasında suç tipleri ele alınmış ve her biri için ayrı yaptırım ve cezalar ön görülmüştür. Bilişim sistemine girme, sistemi engelleme, bozma, yok etme veya değiştirme, banka ve kredi kartlarının kötüye kullanılması ve yasak cihazları imal etme, satma veya satın alma Türk Ceza Kanunu’nda bilişim suçu olarak düzenlenmiştir .
IP Adresi Nedir?
IP adresi bilişim suçunun hangi cihaz üzerinden işlendiğinin tespitine yarar. İnternet üzerinde her bilişim aracının kendine has bir IP adresi mevcuttur. IP adresleri bilgisayarların sanal ortamdaki kimlikleri olarak tanımlanabilir. IP adresleri iki çeşittir. Yaygın olarak kullanılan türüne dinamik IP denir. Dinamik IP adresi, internete her bağlandığınızda bilişim aracınıza farklı bir IP verilmesidir. Diğer türü ise statik IP adresidir. Bunda ise tarafınıza ve cihazınıza kalıcı bir IP adresi tanımlanır ve internete sabit olarak o IP adresinden bağlanmanıza olanak sağlar.
Bilişim Sistemine Girme Suçu
Bilişim sistemine girme suçu, fail tarafından bir başkasına ait verilere erişmek için izinsiz olarak bilişim sistemine girmek ile ya da izinsiz olarak kalmayı sürdürmek şeklinde işlenebilir. En basit örneği sosyal medya hesaplarına izinsiz olarak girilmesidir. Sosyal medya üstünden işlenen suçlar hakkında daha fazla bilgiye “Sosyal Medyada İşlenen Suçlar” makalesinden ulaşabilirsiniz. Bilişim sistemine girildiği veya izinsiz olarak kalmaya devam edildiği an bilişim suçu işlenmiş sayılır. Failin ayrıca sistemdeki verileri kopyalaması veya yok etmesi aranmamıştır. Türk Ceza Kanunu’nun 243. maddesinin ikinci fıkrasında suçun daha az cezayı gerektiren nitelikli hali düzenlenmiştir. Buna göre failin girdiği sistem bedeli ödenerek yararlanılabilen bir bilişim sistemi ise ceza yarı oranında indirime tabi tutulabilir. Örneğin kişinin Netflix üyeliği olmadan izinsiz olarak uygulamaya girmesi bilişim suçunun oluşmasını sağlar ancak cezası yarı oranında indirilerek uygulanır.
Bu bilişim suçunun bir diğer nitelikli hali ise aynı maddenin üçüncü fıkrasında düzenlenmiştir. Buna göre failin gerçekleştirdiği eylem neticesinde bilişim sistemindeki veriler yok olur veya değişir ise altı ay ile iki yıl arasında hapis cezası verilebilir. Aynı maddenin dördüncü fıkrasında ise bilişim sistemine girmeksizin veri akışlarını teknik araçlarla izleyen kişiye bir ile üç yıl arasında ceza verileceği düzenlenmiştir.
Temel halinin cezası, bir yıla kadar hapis cezası veya adli para cezasıdır. Görüldüğü üzere fiil üçüncü ve dördüncü fıkradaki şartları taşıdığı an adli para cezasına hükmedilmesi mümkün değildir. Söz konusu bilişim suçu kast ile işlenebilir. Yani yanlışlıkla izni olmadan bir başkasının sistemine girmek bu suça vücut vermez.
Bilişim Suçunun İşlenmesinde Sistemi Bozma ve Engelleme
Bilişim suçu, sistemi bozma, engelleme, verileri yok etme veya değiştirme fiillerinden biriyle de işlenebilir. Bu durum Türk Ceza Kanunu’nun 244. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddenin esas aldığı nokta, bilişim suçu failinin bilişim sistemini zarara uğratması durumudur. Seçimlik hareketler ile işlenmesi mümkündür. Örneğin kişinin instagram hesabınıza girip tüm fotoğraflarınızı silmesi veya bilgisayarınızda bulunan belgeleri kullanılamaz hale getirmesi bu suçun oluşumuna örnek olarak verilebilir. Mevcut bilişim sisteminin işleyiş hızını düşürme, yetkilerini kısıtlama gibi işlemler suçun engelleme fiiliyle işlenmesine örnek verilebilir.
Maddenin ilk fıkrasında bilişim suçu, sistemin işleyişini engelleme veya bozma fiillerinin gerçekleştirilmesi durumudur ve cezası bir ile beş yıl arasında hapis cezası olarak belirlenmiştir. Maddenin ikinci fıkrası ise bilişim suçunun bozma, yok etme, değiştirme veya erişilmez kılma fiilleriyle işlenmesi halini düzenler. Bu durumda verilecek ceza ise ilk maddeye kıyasla daha az cezayı gerektirmektedir. Bilişim suçu bu fiiller ile işlenir ise altı ay ile üç yıl arasında hapis cezasına hükmedilecektir.
Maddenin üçüncü fıkrasında ise önemli bir düzenlemeye yer verilmiştir. Söz konusu bilişim suçunun, kredi kurumlarına, kamu kurum veya kuruluşlarına veya bankalara karşı bu maddede sayılan fiillerle işlenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında artırılarak verilmektedir. Söz konusu maddedeki bilişim suçunun işlenmesi durumunda mağdur bilişim sisteminin sahibidir. Eğer fiil bir internet sitesi gibi malik dışında başka kişilerinde kullanımına özgülenmiş bir yapıya sahip ise ve bu fiil neticesinde müşteri ya da ziyaretçi konumunda olan kişiler de siteden faydalanmakta güçlük çekiyorlar ise bu kişiler de suçun mağduru konumuna gelecektir. Bu maddedeki bilişim suçunun işlenebilmesi için failin kast ile hareket etmesi gerekmektedir.
Bilişim Suçunun Banka ve Kredi Kartları ile İşlenmesi
Günlük hayatımızın vazgeçilmez birer parçası haline gelen banka ve kredi kartlarının kötüye kullanılması yolu ile de bilişim suçu işlenebilmektedir. Bu suçun işlenebilmesi için kişinin, başkasına ait banka veya kredi kartını sahibinin rızası olmadan kullanması ya da kendisi yerine başka birine kullandırtması sonucu bundan kendisine veya bir başkasına fayda sağlaması gerekir. Burada banka veya kredi kartının kişinin eline nasıl geçtiği önemli değildir. Yani yerde tesadüfen bulunan bir banka veya kredi kartı ile bu fiillerin gerçekleştirilmesi durumunda da söz konusu bilişim suçu oluşacaktır. Ancak kanun koyucu bu duruma bir istisna getirmiştir. Söz konusu istisnaya göre bu fiillerin eşler, üst soy, alt soy, evlatlık ilişkisi içinde bulunan kişiler veya birlikte yaşayan kardeşler tarafından diğerine karşı işlenmesi halinde ceza verilmeyecektir.
Maddenin ikinci fıkrasında ise hayali hesaplar kullanılarak banka veya kredi kuruluşlarının zarar uğratılması düzenlenmiştir. Bu fıkra için suçun mağduru konumunda olan ilk fıkranın aksine ilgili banka veya kredi kuruluşudur. Çünkü gerçek olmayan hesaplar kullanılarak bilişim suçu gerçekleştirildiğinden kart sahibinden bahsetmek mümkün değildir. Bilişim suçu, bu fıkrada bahsedilen fiiller neticesinde işlenir ise fail, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ve on bin güne kadar para cezası ile cezalandırılacaktır.
Ayrıca kanun koyucu sahte olan veya üstünde sahtecilik yapılan banka veya kredi kartlarının kullanımından yarar sağlayan kişilerin de dört ile sekiz yıl arası hapis ve beş bin güne kadar para cezası ile cezalandırılacağını hüküm altına almıştır.
Yasak Cihaz ve Programların Kullanılması
Türk Ceza Kanunu’nun bilişim suçları bölümünde 245/A maddesinde düzenleme alanı bulmuştur. Kanun koyucu geniş bir yelpazeyi bu maddenin içerisine sokarak hızla gelişen elektronik hayata ayak uydurmaya çalışmıştır. Söz konusu madde iki halden bahsetmiştir. Bunlardan ilki bir cihazın, şifrenin, güvenlik kodunun veya programın sırf bilişim suçu işlenebilsin diye yapılması halidir. Örneğin şifre kırıcı programlar buna girer. Diğer halde ise cihaz, şifre, güvenlik kodu veya programın bilişim sistemlerinin aracı olarak kullanılması sonucu işlenen diğer suçların işlenmesinde kolaylık sağlaması durumudur.
Her iki durumda da cihazı, şifreyi, programı veya güvenlik kodunu yapan, ithal eden, taşıyan, kabul eden, depolayan, satan, satın alan, başkasına veren ya da bulunduran kişilere bir ila üç yıl arası hapis cezası ve beş bin güne kadar para cezası verileceği ön görülmüştür.
Bilişim Suçunda İhbar, Şikayet ve Uzlaşma
Bilişim suçu, şikayet yoluna tabi suçlar arasında sayılmamıştır. Bu nedenle savcılık tarafından resen soruşturulması gerekir. Kişilerin bilişim suçunun işlendiğine dair savcılığa başvurmaları şikayet olarak nitelendirilemez. Soruşturulması resen yapılan suçlarda kişilerce savcılığa başvurulması ihbar yerine geçer. Şikayete tabi suçlardan olmadığı için mağdurun davadan vazgeçmesi de mümkün değildir.
Bilişim suçu için öngörülen dava zamanaşımı süresi sekiz yıldır. Sekiz yıllık sürenin geçirilmesi halinde suçun soruşturulması mümkün değildir.
Kanun koyucu mahkemelerin üstündeki yükü azaltmak için son yıllarda uzlaşma kurumunun kapsadığı suç alanını genişletmiştir. Ancak bilişim suçu uzlaşma kapsamı içerisinde düzenlenmemiştir.
İlgili Yargıtay Kararları
Karar 1:
“Oluşa ve tüm dosya kapsamına güre, katılan …’in www.enzarworld.com isimli siteden telefon almak için hükümlü ile telefonla irtibat kurarak cep telefonu sipariş ederek ödeme için de eşi olan katılan …’e ait suça konu kredi kartı bilgilerini verdiği, katılan …’e paranın kredi kartından çekilemediğinin bildirilmesi üzerine katılan …’in hükümlü adına kayıtlı … hesabına 2.940 TL havale ettiği, sonrasında ise suça konu kredi kartından 2.055,89 ve 513,97 TL’nin çekildiği ve cep telefonunun gönderilmediği somut olayda; hükümlünün mağduru … olan eyleminde katılan …’ten katılan …’in kredi kartı bilgilerini aklıkları sonra tahsilatı yapamadığını belirterek eylemine devamla katılan …’in kendisine 2.940 TL’yi … havalesi ile göndermesini sağladıktan sonra telefonu göndermemesi suretiyle bilişim sistemleri … veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık, mağduru … olan eyleminde ise suça konu kredi kartı hesabından ayrıca para çekmesi eylemlerinin ise başkasına ait … veya kredi kartının izinsiz kullanılması suretiyle yarar sağlama suçlarını oluşturduğuna karar veren mahkemenin kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmemiştir.”
Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2018/12747 E. , 2019/9639 K.
Karar 2:
“Verilerin hukuka aykırı olarak ele geçirilip, bundan da yarar sağlanmasının; ekonomik değer taşısa dahi veriyi taşınır mal haline getirmeyeceği, bu itibarla; sanığın Knight Online oyundaki katılana ait karakteri hukuka aykırı bir şekilde ele geçirmesi eyleminin, sadece 5237 sayılı TCK’nın 244/2-4. maddesindeki bilişim suçunu oluşturacağı gözetilmeksizin, suç vasfında yanılgıya düşülerek ayrıca yazılı şekilde TCK’nın 142/2-e maddesi gereğince hırsızlık suçundan da hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 29.05.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.”
Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2018/7295 E. , 2019/9896 K.