TELİF HAKKI NEDİR?

 

Telif hakkı, bir fikri veya sanat eserini meydana getiren kişilerin eserlerinin üzerinde hak iddia ederek tasarruf yetkisinde bulunma hakkıdır. Hukukumuzda, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ile eser sahiplerinin ve bu işler ile ilgilenen profesyonel kişilerin haklarının korunması amaçlanmaktadır. Bu yazımızda sizlere telif hakkı hakkında detaylı bilgiler vermeyi amaçladık. Makalemizi okuduktan sonra sizlerde sormak istediğiniz soruları sayfanın en alt bölümünden büromuza iletebilirsiniz.

Telif Hakkı Ne Zaman Doğar?

Telif hakkı, fikir ve sanat eserlerinin üretilmesi ile birlikte kendiliğinden doğar. Eser sahibi kişilerin telif hakkının doğması için tescil yaptırmalarına dahi gerek yoktur. Fakat eser sahipleri Noter veya Kültür Turizm Bakanlığı aracılığıyla ile isteğe bağlı olarak kayıt ve tescil yaptırabilirler. Tabi ki tescil yaptırmanın zorunlu kılındığı bazı eserlerde vardır, bu eserlerden konumuzun devamında bahsedeceğiz. Fikri mülkiyet hakkı niteliğinde olan telif hakkı sayesinde eser sahipleri eserlerinin orijinalliğini korur. Telif hakkı kapsamına müzikler, videolar, tablolar, heykeller, kitaplar, fotoğraflar ve her türlü özgün düşünce ile yapılmış eser girmektedir. Telif aracılığı ile eser sahipleri eserlerini hukuki olarak koruma altına almış olur. Böylelikle üretmiş oldukları eserler üzerinde ürettikleri andan itibaren hak iddia edebilirler.

Telif Hakları Nelerdir?

Telif hakları, kanunumuzda maddi ve manevi haklar olarak ikiye ayrılmaktadır. Telif hakları ile eser sahibine tanınan manevi haklar, eserin umuma arzı hakkı, eserde adını belirtebilme hakkı, eserde değişiklik yapılmasını engelleme hakkı şeklinde sayılmaktadır. Maddi haklar ise, işleme, çoğaltma, yayma, temsil etme ve umuma iletim hakkı olarak sayılmaktadır. Bu haklara göre eser sahibi, eserini işleyip farklı kopyalarını çıkartarak kiralayabilir, satabilir veya dağıtabilir. Eserini temsil etme hakkına sahip olabilir ve eserin aslını veya çoğaltılmış hallerini televizyon gibi yayın yapan yerlere, dijital iletim yapan mecralara yayınlatabilir.

Telif Hakkı Almanın Şartları Nelerdir?

Telif hakkı, eserin yaratıcısının mülkiyet hakkını koruyarak onları yeni eserler üretmesi için teşvik etmeyi amaçlamaktadır. Telif hakkıyla eserin korunması için tabi ki bazı şartların mevcudiyeti gerekmektedir. Bu şartları kısaca saymak gerekirse, eser orijinal olmalı, yaratıcısının özgün düşüncesini ifade etmelidir. Bu hak kapsamında korunabilecek bir eser kategorisine ait olmalıdır. Örneğin, kitap, resim, fotoğraf, müzik, film, tablo ve heykel gibi pek çok eser bu hak kapsamında korunabilecek eserlerdendir. Ayrıca eserin somut bir ortamda yayımlanmış olması gerekir. Zihnen düşünülmüş bir şeyin üzerinde hak iddia etmek mümkün değildir.

Telif Hakkı Nasıl Alınır?

Telif hakkının eserin doğduğu anda tescile gerek olmaksızın oluştuğundan, buna karşılık yine de isteğe bağlı olarak tescil yapılabileceğinden bahsetmiştik. Fakat kanun gereği bazı eserlerde tescil zorunlu kılınmıştır. Müzik eserleri ve sinema filmleri tescili zorunlu kılınmış eserlerdendir. Müzik eseri veya sinema filmi yapıldığı zaman, telif hakkı alabilmek için, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na başvuru yapılmalıdır. Telif Hakları Genel Müdürlüğü web sayfasından ilk başvurular yapılmaktadır. Burada, size ait orijinal bir eser olduğu kanıtlandıktan sonra telif hakkı belgesi alınır. Onaylanmış belgeler iki nüsha şeklinde hazırlanır, bir örneği ilgili  kişiye verilir diğeri ise Telif Hakları Genel Müdürlüğü arşivlerinde bulunur.

Telif Hakkı İhlali Nedir?

Hak sahibinden izin alınmadan ve bilgi verilmeden eseri çoğaltılır, kopyalanır, satılır, dağıtılır, çalışmalarda kullanılır veya izin gerektirecek şekilde görüntülenir ise telif hakkı ihlali oluşmuş olur. Fakat kanunda telif hakkı ihlalinin bir yaptırımı yazılmamıştır. İhlal durumunda, telif hakkını delil olarak göstererek dava yoluna gidilmesi gerekmektedir. Telif hakkını elinde bulunduran kişi, şikayette bulunabilir ve ihlale bağlı olarak tazminat isteminde bulunabilir.

Telif Hakkı İhlalinde Açılabilecek Davalar Nelerdir?

Eser sahibi, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu madde 71 gereğince suç duyurusunda bulunabilir ve hukuk davası da açabilir. Dava nasıl açılır başlıklı konumuzdan dava açma ile ilgili kapsamlı bilgiler edinebilirsiniz. Eser üzerindeki maddi ve manevi hakların ihlali durumunda açılabilecek davalar ve bu davaların açıklamaları şu şekildedir:

Tecavüzün ref’i (giderim) davası: Maddi veya manevi hakları tecavüze uğrayan hak sahibi bu davayı açabilir. Bu davayı açabilmek için, hak ihlali oluşturan eylem veya bunun  hukuki sonuçları devam ediyor olmalıdır. Bu davada temel amaç, devam eden hak ihlalinin mahkeme tarafından önlemler alınarak kaldırılması ve hak sahibinin daha fazla zarara uğramamasıdır.

Tecavüzün meni (önleme) davası: Maddi ve manevi hakları tecavüze uğrama tehlikesi altında olan eser sahibi, bu hak ihlalinin önlenmesi için tecavüzün meni davası açabilir. Bu davada temel amaç ise, gerçekleşmemiş ama gerçekleşme tehlikesi yüksek olan hak ihlali oluşturacak eylemlerin önlenmesidir.

Tespit Davası: Hukuki yararı bulunun herkes, eser üzerindeki maddi ve manevi hakların ihlal edilip edilmediğini tespit etmek amacı ile tespit davası açabilir.

Tazminat Davası:  Maddi ve manevi tazminat davası olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Hak sahibinin izni olmaksınız, eseri işleyen, temsil eden, çoğaltan ve bunları yayan, ses ve görüntü aracılığıyla topluma iletenlere karşı maddi tazminat davası açılabilir. Hak sahibi olan kişi veya kişiler, ihlali gerçekleştiren kişiler ile sözleşme yapılsaydı sözleşmede kararlaştırılabilecek bedel veya FSEK uyarınca tespit edilen rayiç bedelin en fazla üç katını maddi tazminat olarak isteyebilir.

Manevi hakları zarara uğrayan kişiler ise tecavüz eylemini gerçekleştiren kişiye karşı manevi tazminat davası açabilir. Manevi hakların ihlalini oluşturacak hukuka aykırı eylemin varlığı gerekmektedir. Hukuka aykırı ihlal eylemini gerçekleştiren kişinin kusurlu veya kusursuz olmasına bakılmaz. Tazminat miktarı ise, ihlale ve ihlali gerçekleştirenin ekonomik durumuna göre değişiklik gösterebilir.

Telif Hakkı Cezası Nedir?

Hak sahibinin izni olmadan, çoğaltılan, dağıtılan, satılan veya satın alınan, umuma açık olarak gösterimi yapılan eserler ile ilgili kişiler Türk Ceza Kanunu’na göre cezalandırılır. Telif hakkını ihlal etmiş kişilere 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ve adli para cezası verilebilir. Başkasının eserini kendi eseri olarak gösteren kişilere ise, 6 ay ila 2 yıl arası hapis cezası verilebilir.

Telif Hakkı Alma Ücreti Nedir?

Zorunlu veya isteğe bağlı olarak telif hakkının tescil edilmesi için belirli bir ücret ödenmesi gerekmektedir. Telif Hakları Genel Müdürlüğü web sitesinde isteğe bağlı kayıt-tescil başvuru ücreti olarak 542,10 TL işlem ücreti almaktadır. Bunun yanı sıra, Fikir ve Sanat Eserlerinin Kayıt ve Tescili Hakkında Yönetmeliğin 11. maddesinde kayıt ve tescil ücreti düzenlemesi mevcuttur. İlgili yönetmelik maddesine göre 1000 veya 5000 gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulanacak tutar kayıt ve tescil ücreti olarak belirlenmektedir.

Telif Hakkı Kaç Yıl Geçerlidir?

Eser, eser sahibi yaşadığı sürece ve öldükten sonra 70 yıl boyunca koruma altında olur. Birden fazla kişi ortaklaşa bir eser oluşturmuş ise bu kişilerden son hayatta kalanın ölüm tarihi esas alınır. Eğer eser sahibi tüzel kişi ise koruma süresi aleniyet tarihinden itibaren 70 yıl olarak Fikir ve Sanat Eserleri Kanununda düzenlenmiştir. Koruma süreci eser alenileşmeden işlemez. Yani aleniyet koruma sürecinin başlaması için gereklidir. Eser sahibinin ölümü halinde süre hesaplanırken ölüm yılından sonraki yılın ilk günü başlangıç tarihi sayılır. Örneğin, 2005 yılının ortalarında ölen bir eser sahibi için 70 yıllık koruma süreci işlemeye 2006 yılının ilk günü başlamış olacaktır. Eser sahibi tüzel kişi ise eserin alenileştiği yıldan sonraki yılın ilk günü başlangıç tarihi sayılır. Koruma süreleri dolduğu zaman eser sahibine tanınan mali haklar sonlanmış olur. Yani, eser sahibinden izin almadan serbest şekilde herkes tarafından kullanıma açık hale gelir.

Telif Hakkı Devri Nedir?

Telif hakkı devri sayesinde eser üzerindeki tüm haklar devralan kişi tarafından kullanılabilir hale gelir. Sözleşmede aksi hüküm yok ise sözleşmeye konu haklar üçüncü kişilere de devredilebilir. Devir ile birlikte devreden kişi haklarını devralana teslim ederek devralanın eser sahibi gibi bu hakları kullanmasına imkan sağlanmış olacaktır. Ancak manevi haklar telif hakkı devredilse dahi eserin yaratıcısında mevcut kalır. Manevi haklar eser sahibine sıkı sıkıya bağlı haklardandır, ne miras yoluyla ne hukuki işlemlerle devri söz konusu olamaz.

Telif Hakkı Devri Nasıl Yapılır?

Telif sözleşmeleri yazılı olarak yapılmalıdır. Sözleşmeye konu olan maddi hakların her biri ayrı ayrı belirtilmelidir. Tüm haklarımı devrediyorum tarzında bir ifade kullanılması sözleşmeyi geçersiz kılar. Eser sahibi, bazı haklarını devrederken bazılarını devretmeme hakkına sahiptir. Bu nedenle sözleşmelerde devredilecek her mali hak tek tek sayılmalıdır.

Bu yazımızda sizlere telif hakkı ile ilgili sıkça sorulan sorular üzerinden bilgiler vermeye çalıştık. Sizlerde aklınıza takılan sorularınızı aşağıdaki form aracılığıyla büromuza iletebilirsiniz.

MAĞAZADAN ALINAN ÜRÜNÜN İADESİNDE TÜKETİCİ HAKLARI NELERDİR?

Tüketici Hakem Heyeti

 

Tüketici hakları, tüketimin bu kadar arttığı günümüz dünyasında bilinmesi mutlaka gerekli olan haklarımız haline gelmiştir. Zira, hukukumuz tüketici haklarını 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ile güvence altına almıştır.

Bu yazımızda, tüketici haklarını, ayıplı mal kavramını, tüketici hakem heyetini ve heyete nasıl başvurulacağını sık sorulan sorular eşliğinde sizler için açıklayacağız. Makalemizi okuduktan sonra merak ettikleriniz için yorumlar kısmından bizlerle iletişime geçebilirsiniz.

Ürün İadesinde Tüketici Hakları Nelerdir?

Mağazadan bir ürün aldınız ve eve geldiğinizde ürünü beğenmediğinizi iade etmek istediğinizi fark ettiniz. Maalesef, kanun gereği mağazalarda yapılan peşin satın alımlarda, alınan üründe bir ayıp yoksa tüketicilerin iade etme veya değişim isteme hakkı yoktur.  Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un temel amacı tüketicinin zararını tazmin etmektir. Bunun için temel şart alınan ürün veya hizmette ayıp veya kusurun var olmasıdır. Ancak satın alım esnasında mağaza veya ilgili satıcı size değişim veya iade konusunda bir güvence vermiş ve bu konuda anlaşılmış ise iade veya değişim hakkınız olacaktır.

Cayma Hakkı Nedir?

Bazı alışveriş türlerinde, mal ayıplı olmasa bile tüketiciye cayma hakkı tanınmaktadır. Tüketici, günümüzde popüler hale gelmiş olan uzaktan yapılan alışverişlerde, taksitli alışverişlerde ve kapıdan yapılan satışlarda mal ayıplı olmasa dahi cayma hakkına sahiptir. İnternet, telefon gibi araçların kullanımı ile yaptığınız uzaktan alışverişlerde ve kapıdan yapılan satımlarda 14 gün içerisinde şart sunmaksınız cayma hakkınız vardır. Taksitle yaptığınız alımlarda ise 7 gün içerisinde şartsız cayma hakkınızı kullanabilirsiniz. Tüketici cayma hakkını kullandığını, satıcıya yazılı olarak bildirmelidir. Satıcı cayma bildirimini aldığına dair teyit bildiriminde bulunarak ürün bedelini 14 gün içerisinde kesinti yapmaksızın iade etmek durumundadır. İnternette, değişim ve iade yoktur şeklinde belirtilmesi hukuk dışıdır. İstisnai olarak, açılması halinde bozulacak veya son kullanma tarihi kısa olan ürünlerde, size özel hazırlanmış ürünlerde, hijyen açısından iadesi uygun olmayan ürünlerde ve kopyalanma tehlikesi olan kitap, dergi gibi ürünlerde cayma hakkı bulunmamaktadır. Tabi ki bu ürünlerde ayıp çıkması durumunda haklarınız korunmaktadır sadece bu tarz ürünlerde gerekçesiz olarak cayma hakkınız bulunmamaktadır. Cayma hakkını kullanabileceğiniz şekilde yapmış olduğunuz satın alımlarda, örneğin internetten bir kıyafet aldığınızı varsayalım, bu kıyafeti olağan bir gözden geçirme ve deneme sonrasında cayma hakkınızı kullanarak iade edebilirsiniz. Fakat aldığınız ürünü dışarda gezerken giyer veya bir süre kullanırsanız cayma hakkı yitirilmiş olacaktır.

Ayıplı Mal Nedir?

Ayıplı mal, sahip olması gereken özellikleri taşımayan, tarafların kararlaştırmış oldukları niteliklere sahip olmayan, sözleşmeye aykırı olan mallardır. Reklamında, ambalajında, kılavuzunda veya satıcının belirttiği özelliklerde bir ürün veya hizmet almak sizin en doğal hakkınızdır. Aldığınız mal veya hizmette, satıcının belirttiği özellikler karşılanmıyor ise veya reklamında, ambalajında, etiketinde, tanıtımlarında gösterilenden farklı bir mal veya hizmet size sunulmuşsa ayıbın varlığı karşımıza çıkmaktadır. Satıcı sözleşmeye konu mal veya hizmeti sözleşmede belirtilen niteliklerde ve özelliklerde tüketiciye teslim etmekle yükümlüdür. Eğer beklenen fayda üründen makul ölçüde sağlanmıyor, maddi veya ekonomik eksikler içeriyorsa bu mallarda ayıplı olarak sayılmaktadır. Ayıplı mal ile ilgili kapsamlı bilgiler için Ayıplı mal konumuzu da inceleyebilirsiniz.

Malın Ayıplı Çıkması Durumunda Tüketici Hakları Nelerdir?

Malın ayıplı çıkması durumunda tüketiciye, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 11. maddesinde seçimlik haklar tanınmıştır. Bu seçimlik tüketici hakları;

  • Sözleşmeden dönme ve satın alınan ürünü geri verme hakkı,
  • Satış bedelinden değer kaybı oranında indirim talep etme hakkı,
  • Aşırı masraf gerektirmiyor ise, satılan ürünün ücretsiz olarak tamirini isteme hakkı,
  • İmkan dahilinde satılan ürünün, benzeri bir misliyle değişimini talep etme hakkı

şeklinde olup tüketici bu haklardan birini tercih ettiği takdirde satıcı tercih edilen talebi yerine getirmekle yükümlüdür.

Satıcının Sorumluluğu Hangi Durumlarda Ortaya Çıkar?

Aldığınız bir mal veya hizmette ayıp bulunması durumunda, satıcının sorumluluğunun doğması için bazı şartlar vardır. Bunlar, ayıbın mal veya hizmetin değerini düşürmesi, tüketici malı teslim aldığı esnada ayıbın mevcut olması, tüketicinin daha önce bu ayıbı bilmemesi ve ayıbın belirli süreler içinde ileri sürülmesidir. Bu durumda mal ve hizmet sunanların sorumluluğu söz konusu olacaktır. Fakat ayıp tüketiciye bildirilmiş ise, bu bildirim ambalaj, satış belgesi veya sözlü olarak yapılabilir, bu durumlarda satıcının sorumluluğu oluşmamış olur. Tüketicinin ayıbın varlığını bilmesine rağmen alım yapmaya razı olduğu kabul olmuş olur.

Tüketici Tazminat İsteyebilir mi?

Tüketici, bu sebepten bir zarara uğramış ise Borçlar Kanunu genel hükümler uyarınca bu zararın tazminini isteme hakkına da sahiptir. Satıcı, genel hükümler uyarınca tazminat istenildiğinde kusursuzluğunu ispat etmelidir. Aksi takdirde tazminat ödemekle yükümlüdür.

Seçimlik Haklarda Süre Kaç Gündür?

Tüketici, seçimlik haklarından olan ücretsiz olarak onarımı veya malın benzeri bir misliyle değişimini  tercih ederse, bu talep satıcıya, üreticiye veya ithalatçıya yöneltilebilir. Talebin yöneltilmesinden itibaren otuz iş günü içerisinde talebin yerine getirilmesi zorunludur. İstisnai olarak konut ve tatil amaçlı taşınmazlarda bu süre otuz iş günü değil altmış iş günü olarak düzenlenmiştir. Diğer seçimlik hakların tercihinde derhal iade esastır.

Sözleşmede aksi belirlenmediği sürece, ayıplı maldan sorumluluk, tüketiciye teslimden itibaren 2 yıllık zaman aşımı süresine tabidir. Ayıbın ağır kusur veya hile ile gizlenmesi durumunda zamanaşımı hükümleri uygulanmaz.

Tüketici Hakem Heyeti Nedir?

Tüketici hakem heyeti, tüketiciye yönelik uygulamalarda uyuşmazlık doğması konusunda bu uyuşmazlığa çözüm bulmak amacıyla kurulmuş heyetlerdir. Türkiye genelinde, kurulduğu 1995 tarihinden bu güne kadar 16 milyondan fazla uyuşmazlığın heyet tarafından çözüme ulaştırıldığı belirtilmektedir.

Tüketici Hakem Heyetine Başvuru İçin Parasal Sınır Nedir?

2023 yılı itibariyle Tüketici hakem heyetine başvuru için üst limit arttırılmıştır. 66 bin liranın altında olan uyuşmazlıklarda tüketicinin yerleşim yerinin bulunduğu veya tüketici işleminin yapıldığı yerdeki İl veya İlçe tüketici hakem heyetine başvuru yapabilirsiniz.

Söz konusu uyuşmazlık 66.000 TL’nin üzerinde ise tüketici hakem heyetine başvurulmaz. Bu durumda, 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 73/A maddesi gereğince;  dava şartı olan arabuluculuğa ve tüketici mahkemelerine, eğer tüketici mahkemesi bulunmuyor ise asliye hukuk mahkemelerine başvurmanız gerekmektedir.

Tüketici Hakem Heyeti Başvurusu Nasıl Yapılır?

Tüketici haklarıyla ilgili şikayette bulunmak için, tüketici hakem heyetine; elden, posta yoluyla veya e-devlet (TÜBİS) üzerinden başvuru yapılabilir. Sözlü başvuru yapılamadığı gibi başvurunuzu saymış olduğumuz yollar ile şahsen veya avukat aracılığında yapabilirsiniz. Başvurularınızı, Ticaret Bakanlığı’nın internet sitesinde yer alan başvuru formu ile birlikte yapabilirsiniz. Delillerinizi muhafaza etmenin, lehinize karar verilmesi açısından önemli olduğunu hatırlatmakta fayda var.

E-devlet üzerinden, TÜBİS aracılığı ile yapılan başvurularda, başvuru formunuzun eksiksiz olarak doldurulduğundan ve varsa elinizdeki belge ve bilgilerin sisteme eksiksiz olarak yüklediğinden emin olunuz.

Hangi Tüketici Hakem Heyetine Başvurulur?

Başvurular, tüketicinin yerleşim yeri veya tüketici işlemin yapıldığı yerin Tüketici Hakem Heyetine yapılabilir. tüketici hakem heyeti kurulmamış olan ilçelerde ise o ilçe için Bakanlıkça belirlenen tüketici hakem heyeti yetkilidir.

Tüketici Hakem Heyetlerine Yapılan Başvurular Nasıl İncelenir?

İncelemeler dosya üzerinden yapılır. Gerekli hallerde taraflar ve bilirkişi de tüketici hakem heyeti tarafından dinlenebilir. Heyet, her türlü bilgi ve belgeyi taraflardan veya ilgili kişi, kurum ve kuruluşlardan talep edebilir. Talep ile istenen bilgi ve belgelerin sunulması için, talebin muhattabına, en fazla talebin tebliğ tarihinden itibaren 30 gün süre tanınır.

Tüketici Hakem Heyetleri Ne Kadar Sürede Karar Verir?

Başvurular, başvuru tarihi ve sırasına göre görüşülmekle birlikte en geç 6 ay içerisinde görüşülüp karar verilir. Başvurunun niteliğine göre bu süre en fazla 3 ay daha uzatılabilir. Yani, tüketici hakem heyetine hakkınızı aramak için başvuru yaptığınızda en geç 9 ay içerisinde görüşülüp karar verilmesi gerekir. Bu süreçte taraflar uzlaşır ise uzlaştıklarına dair bilgi ve belgelerin tüketici hakem heyetine iletilmesi gerekmektedir.

Heyetin verdiği kararlar bağlayıcıdır ve tarafları bağlar. Verilen kararın yerine getirilmesi gerekir. Eğer karar yerine getirilmez ise; Kararın yerine getirilmesi için heyet kararına dayanarak ilgili icra dairesine başvurabilirsiniz.

Tüketici Hakem Heyeti Kararlarına İtiraz Nasıl Edilir?

Kararın size tebliğ edildiği tarihten itibaren 15 gün içinde, tüketicinin yerleşim yeri veya tüketici hakem heyetinin bulunduğu yerdeki tüketici mahkemesine itiraz etme imkanı bulunmaktadır. Tüketici mahkemesi bulunmayan yerlerde ise asliye hukuk mahkemelerine itiraz edilmektedir.

Tüketici Hakları Şikayet Telefon Numarası Nedir ?

Tüketiciler, karşılaştıkları sorunlarla ilgili Alo  175 tüketici danışma hattı üzerinden bilgi alabilirler.

Bu yazımızda, tüketici haklarını ve bu hakların nasıl aranabileceğini sizler için derledik, sizlerde tüketici hakları ile ilgili aklınıza gelen her türlü soruyu aşağıdaki form aracılığı ile bizlere iletebilirsiniz.

İŞÇİ ÇALIŞMA SAATLERİ EN FAZLA NE KADAR OLUR?

İhbar Süresinde İş Arama İzni

İşçi çalışma saatleri, işçilerin haklarını korumak adına İş Kanununda açıkça düzenlenmiştir. Her çalışan ne kadar süre ile çalıştırılması gerektiğini haklarını koruyabilmek için bilmelidir. Bu yazımızda işçi çalışma saatleri ve iş arama izni ile ilgili sıkça sorulan sorulara yanıt vererek sizleri kapsamlı şekilde bilgilendirmeyi amaçladık. Sizde makalemizi okuduktan sonra aklınıza takılan soruları sayfanın en altından büromuza iletebilirsiniz.

İşçi Çalışma Saatleri Nedir?

İşçi çalışma saatleri, haftada en fazla 45 saat, günde ise en fazla 11 saattir. Her ne koşulda olursa olsun günlük çalışma saati 11 saati geçemez. Haftalık 45 saati geçmese dahi günlük 11 saatten fazla çalıştırılma durumunda fazla çalışma ücretine hak kazanılır. Bunun istisnası, yer altı maden işlerinde çalışan işçiler için düzenlenmiştir. Yer altı maden işlerinde haftada en fazla 37,5 saat günde ise en fazla 7,5 saat çalışma süresi zorunluluğu bulunmaktadır. Bu süreler aşılamaz, aşılması halinde fazla çalışma hali ortaya çıkmış olur. Fazladan çalışılan her saat için, işçinin normal bir saat ücreti hesaplanarak onun 1,5 katı saatlik ücret ödemesi yapılır. Yani saatlik ücrete %50 zam uygulanması suretiyle fazla çalışılan saatin ödemesi yapılır. Bu konuda daha kapsamlı bilgi alarak hesaplama yöntemini öğrenmek için fazla mesai ücreti başlıklı konumuzu incelemenizde fayda olacaktır. Yapılan işin niteliğine göre işin başlangıç ve bitiş saatleri işçiler için farklı şekillerde düzenlenebilir. İşverenler, çalışma sürelerini uygun şekilde belgelemelidir. İşverenler tarafından saat kartı, imza föyü gibi yöntemler işçilerin çalışma saatlerini belgelemek adına sıkça kullanılmaktadır.

İş Arama İzni Nedir?

İş arama izni, İş Kanunu 27. maddede düzenlenmiştir. Belirsiz süreli iş sözleşmeleri, haklı nedene dayanmadan ihbar öneline uymak kaydıyla feshedilebilir. İş Kanunu 27. maddeye göre ihbar sürecinde işçiye ücret kesintisi yapmaksızın yeni iş araması için iş saatleri içerisinde süre verilmelidir. İş arama süresi günde 2 saatten az olamaz. İşveren, işçinin mesai saati içerisinde kullanılacağı iş arama iznini hangi zaman diliminde kullanabileceğini kendisi belirleyebilir. İş arama izni kullandırtılmaz veya eksik kullandırtılırsa o süreye ilişkin ücret işçiye ödenmelidir. Yargıtay, işçi bu izni talep etmese dahi işverenin bu izni işçiye kullandırmakla sorumlu olduğunu belirtmektedir. İşçi, iş arama izin saatinde çalıştırılırsa o süreler için olan ücreti %100 zamlı olarak ödenmelidir.

İhbar Süresinde İş Arama İzni Toplu Olarak Kullanılabilir mi?

İş arama izni, toplu olarak kullanılabilir. Ancak toplu halde kullanmak isteyen işçi, bunu mutlaka işverene bildirmeli ve işten ayrılacağı günden evvelki günlere denk getirmelidir. Örneğin, 14 günlük bir ihbar süresine sahip işçi, en az 28 saatlik iş arama iznine sahiptir ve bu izni toplu olarak kullanmayı talep edebilir.

Kısmi Süreli Çalışma Nedir?

İş yerinde tam süreli yapılan emsal çalışmanın üçte ikisi oranına kadar olan çalışmalar kısmi süreli çalışma olarak adlandırılmaktadır. Örneğin 45 saat haftalık çalışma yapılan bir iş yerine 30 saat veya daha az süreyle yapılan çalışmalar kısmi süreli çalışmalardır.

Kısmi Süreli Çalışmalarda Sigorta Primi Nasıl Hesaplanır?

Bir ay içerisinde yapılan kısmı süreli çalışma süresi, günlük çalışma süresi olarak kabul gören 7,5 saate bölünür. Çıkan miktar kadar gün üzerinden işçinin ödenecek sigorta primi belli olur. Örneğin, ayda 75 saat kısmi süreli çalışılacak ise bunu 7,5 a bölerek sigorta primi ödeme gün sayısı 10 olarak bulunmuş olur. Böylece, Sosyal Güvenlik Kurumu’na 10 gün olarak bildirimi yapılır.

Küçük Çocuğu Olanların Kısmi Süreli Çalışma Talep Etme Hakkı Var Mıdır?

Analık hali durumunda verilen izinlerin bitmesi itibariyle, ebeveynlerden biri çocukları ilköğretim çağına gelinceye dek kısmi süreli çalışma talep edebilir. Bu talebin işverene 1 ay kadar önce yazılı olarak sunulması gereklidir. İşveren bu talebi karşılamalıdır, geçerli fesih sebebi olarak kısmi süreli çalışma talebi sunulamaz. Eşlerden biri çalışmıyor ise talepte bulunulamaz. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yürütülen, Analık İzni veya Ücretsiz İzin Sonrası Yapılacak Kısmi Süreli Çalışmalar Hakkında Yönetmelik’te madde 12/1’de sayılmayan işler hariç her işte kısmi süreli çalışma talep etme hakkı mevcuttur.

Denkleştirme Çalışması Nedir?

İşveren ile çalışanın anlaşması şartıyla haftalık 45 saatlik normal çalışma süresi değiştirilebilmektedir. Yine günde 11 saati aşmamak kaydıyla yoğun olan haftalarda 45 saatten daha çok çalışma yaptırılabilmektedir. Fakat bu durumda yoğun haftaları takip eden gelecek haftalarda daha az haftalık çalışma yaptırılması suretiyle denkleştirme yapılır. Basit bir örnekle açıklamak gerekirse, yoğun çalışma haftasında eğer 6 gün çalışmış ve toplam 60 saat çalışmışsanız gelecek haftalarda denkleştirmek adına 30 saat haftalık çalışma yapmanız gerekmektedir. Böylelikle ortalama olarak 45 saatlik normal haftalık çalışma süresi ortalaması sağlanmış olacaktır. Burada en önemli faktör mutlaka işveren ve işçiler arasında yazılı anlaşma olması gerekliliğidir. Denkleştirme uygulaması en fazla 2 aylık süre için yapılabilir ve toplu iş sözleşmeleri ile bu süre en fazla 4 aya kadar çıkartılabilir. Turizm sektöründe ise 4 aylık süre için denkleştirme uygulanabilir ve yine toplu iş sözleşmeleri aracılığıyla süre 6 aya kadar çıkartılabilir.

Gece Çalışması Nedir?

Gece çalışması, 20.00 ile 06.00 arasında yapılan çalışmalardır. Çalışmanızın yarısından çoğu bu saatler aralığında ise gece çalışması yapıyorsunuz demektir. Örneğin, 17.00 ile 00.00 arasında yapılan 7 saatlik çalışmanın 4 saati gece çalışması kapsamına girdiğinden gece çalışması yapmış sayılacaksınız. Gece çalışmasında işçilerin 7,5 saatten fazla çalıştırılması yasaktır. Bu kuralın ihlali halinde, yukarıda da değinmiş olduğumuz fazla çalışma hali meydana gelmiş olur. Fakat turizm, özel güvenlik ve sağlık hizmeti veren yerlerde işçinin yazılı onayı alınmak suretiyle gece çalışmaları 7,5 saati aşabilir. 18 Yaşından küçüklere gece çalışması yaptırılamaz.

Sürekli Gece Çalışması Yasal mı?

Gece gündüz ayrımı yapılmadan ve nöbetleşe işçi postaları çalıştırılarak yürütülen işlerde; bir iş haftası gece çalıştırılan işçilerin onu takip eden ikinci iş haftasında gündüz çalıştırılması gerekmektedir. İşin niteliğine bağlı olarak, iş sağlığı ve güvenliği konusu da göz önünde tutularak, gece ve gündüz postaları iki haftalık nöbetleşme esasıyla uygulanabilir. Sürekli olarak gece çalışması yaptırılamaz. Gece çalışması nedeniyle sağlığının bozulduğunu raporlayan işçiye de olanakların elverdiği ölçüde gündüz postasında iş verilmeye çalışılmalıdır. Ayrıca bu şekilde postalar halinde çalışan işçilere, haftanın belirlenen bir günü en az 24 saat olacak şekilde hafta tatili kullandırılmalıdır.

Telafi Çalışması Nedir?

Telafi çalışması fazla çalışma niteliğinde olmadığından sadece belirli şartlar ve kurallar altında yapılabilir. Bu şartlar,

  1. Zorunlu nedenlerle işlerin durması
  2. Ulusal bayram ve tatillerden önce veya sonra işyerinin tatil edilmesi
  3. Aynı sebepten, işyerinde normal çalışma sürelerinin altında çalışılması
  4. İşçinin talebi ile kanunda sayılan yasal izinlerin dışında izin verilmesi

hallerinde işçinin çalışmadığı sürelerin telafi edilmesi için telafi çalışması yaptırılabilir.

Telafi çalışması, zorunlu neden ortadan kalktıktan ve işyeri normal çalışma rutinine döndükten sonra 2 ay içerisinde yaptırılmalıdır. Tatil günlerinde telafi çalışması yaptırılamaz. Günlük maksimum çalışma saati olan 11 saat hiçbir koşulda aşılamaz. Ayrıca telafi çalışması günde en fazla 3 saat yaptırılabilir. Telafi çalışması yaptıracak olan işveren, hangi nedenlere dayandığını açık olarak belirterek hangi tarihte çalışılacağını ilgili işçilere bildirmekle yükümlüdür.

Telafi Çalışması Fazla Çalışma Sayılır mı?

Eksik kalan çalışmaların telafisi için yukarıda saydığımız şartların oluştuğu durumlarda telafi çalışması yapılabildiğinden, fazla çalışma olarak sayılmaz. Bu sebepten fazla çalışma ücreti ödenmesi gerekmez.

Bu yazımızda, işçinin çalışma sürelerinden ve ihbar süresinde iş arama izninden bahsettik. Konu ile alakalı aklınıza takılan sorularınızı  yorumlar kısmından büromuza iletebilirsiniz.