İŞ KAZASI DAVALARI

İş Kazası

İş kazası günümüz toplumunda en çok karşılaşılan kaza türlerinden biridir. İş kazası davaları iş kazası geçirmiş olan işçinin kaza sonucu oluşan zararını karşılamaya yönelik davalardır. İş kazası davası açabilmek için öncelikle kazanın iş kazası kapsamına girmesi gerekmektedir. İş kazasına ilişkin düzenlemeler farklı kanunlarda düzenlenmiştir. Ancak 5510 sayılı kanunun 13. maddesinde, gerçekleşmesi halinde iş kazası sayılacak haller sayılmıştır. İş kazası nedir sorusunun cevabına ve konuyla ilgili detaylı bilgiye bu konudaki makalemizden ulaşabilirsiniz.

İş Kazası Davaları Ayrımı

İş kazası davaları hukuk ve ceza davaları olmak üzere iki ana alt başlığa ayrılabilmektedir. İş kazası sonucu açılacak olan hukuk davaları da kendi içinde ayrılmaktadır. İlk olarak hukuk davalarının altında olan tazminata ilişkin davalardan bahsedebiliriz. İş kazası maddi ve manevi tazminat davası ve destekten yoksun kalma tazminatı davası tazminat davalarını oluşturmaktadır.

İş kazası sonucu maddi ve manevi tazminat davaları şartlarının varlığı halinde işverene karşı açılan ve meydana gelen zarara karşılık belirli bir paranın ödenmesini konu olan davalardır. Destekten yoksun kalma tazminat davası ise işçinin ölümü halinde işçi yakınları tarafından işverene karşı açılmaktadır. Yine aynı şekilde mahrum kalınan destek nedeni ile belirli bir miktar paranın ödenmesini konu almaktadır. İş kazası tazminat hesaplama hakkında detaylı bilgiye bu konudaki makalemizden ulaşabilirsiniz.

İş kazası tespit davası ise hukuk davası olmak ile birlikte tazminata ilişkin bir dava değildir. İş kazası tespit davası Sosyal Güvenlik Kurumuna karşı açılan bir davadır. İş kazasının meydana gelmesi ile birlikte işveren tarafından söz konusu durum kazadan sonra en geç 3 iş günü içerisinde Sosyal Güvenlik Kurumu’na bildirilmek zorundadır. Bu bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi sonucu işveren belirli cezai işlemler ile karşılaşmaktadır.

İş kazasının kuruma bildirilmesi sonucu kurum tarafından görevlendirilen memurlar aracılığı ile olayın iş kazası durumlarından herhangi birine girip girmediği araştırılmaktadır. Bu araştırma sonucu olayın iş kazası olarak tespit edilmesi durumunda işçi tazminat davaları açılabilmekte ve kurum tarafından sağlanacak yardımlara hak kazanabilmektedir. Ancak kurum olayı iş kazası olarak nitelendirmez ise işçi tarafından iş kazası tespit davası kuruma karşı açılmalıdır.

İş kazalarına ilişkin hukuk davaları bunlar olmak ile birlikte şartlarının varlığı halinde cumhuriyet savcısı tarafından ceza davası açılması da mümkündür.

İş Kazası Ceza Davası

İş kazası sonucu işverenin veya işten sorumlu kişilerin meydana gelen kazada taksir veya kastlarının bulunması halinde ceza davası gündeme gelecektir. İş kazasının meydana gelmesi ile birlikte işveren tarafından yetkili yerlere süresi içerisinde bildirimlerde bulunulması gerekmektedir. Bunlardan biri de iş kazasının meydana gelmesinden sonra derhal yetkili kolluk kuvvetlerine bildirimin yapılmasıdır. Bildirim sonucu olayın meydana geldiği yerde kolluk tarafından ilgili incelemeler yapılarak olayda ihmal veya kasıt halinin var olup olmadığı araştırılır ve kaybolması muhtemel deliller koruma altına alınarak kaza bölgesinin emniyeti sağlanır. İşveren tarafından derhal bildirimde bulunulmaması durumunda işçinin tedavisinin görüldüğü sağlık birimi tarafından en geç 10 gün içerisinde kolluk haberdar edilmelidir. İş kazası bildirim süreleri ile ilgili detaylı bilgiye İş Kazası Bildirim Süresi makalesinden ulaşabilirsiniz.

İş kazasının işverenin veya işverenin görevlendirdiği kişilerin taksirli hareketleri nedeni ile işçinin vücut dokunulmazlığının ihlal edilmesi durumunda TCK 89. madde üzerinden sorumlulukları gündeme gelecektir. İş kazası geçiren işçiye ilk müdahalenin iş yeri hekimi tarafından yapılması gerekmektedir. Eğer iş yeri hekimi iş kazası geçiren işçiye gerekli müdahaleleri yapmaz ise ve bu nedenle işçinin durumunda ağırlaşma meydana gelir ise iş yeri doktoruna karşı da dava açılması mümkün hale gelecektir. Yine iş yeri doktoru tarafından kaza geçiren işçiye yanlış müdahale de bulunulur ve bunun sonucu işçinin durumunda ağırlaşma meydana gelirse iş yeri doktorunun da sorumluluğu gündeme gelecektir.

Sorumlu kişilere karşı ceza davasının açılmasının yanında ayrıca kaza geçiren işçi tarafından zararın giderilmesi için tazminat davası açılması da mümkün hale gelecektir. TCK gereğince yaralama suçu açısından bilinçli taksir hali dışında taksirden sorumluluk halinde soruşturma ve kovuşturma yapılabilmesi mağdurun şikayetine bağlı tutulmuştur. Şikâyet 6 aylık hak düşürücü süreye tabidir.

İş kazası sonucu işçinin ölmesi halinde ölümlü iş kazası davası gündeme gelecektir. Ceza kanunu gereğince işveren, işveren vekilleri, iş yeri doktoru ve sorumlu bulunan diğer kişiler kusurluluk oranına göre cezalandırılır. Kusurluluk oranının tespitinde bilirkişiden yararlanılması da mümkündür.

İş Kazası Adli Para Cezası ve Uzlaşma

İş kazası davaları içerisinde ceza hukuku alanına giren olaylarda şartlarının varlığı halinde hâkim tarafından adli para cezası ön  görülebilir. Adli para cezasına hükmedilebilmesi için ilgili maddede bunun düzenlenmiş olması gerekmektedir. Örneğin taksirle yaralama suçunda adli para cezasına karar verilebileceği öngörülmüştür. Adli para cezalarında taksit vadesi 2 yıldan fazla olamaz. Hâkim tarafından taksit sayısının da en az 4 olarak belirlenmesi gerekmektedir.

İş kazasının taksirle yaralama sonucu meydana gelmesi durumunda uzlaşma hükümleri uygulama alanı bulmaktadır. Uzlaşma tarafların kendi aralarında anlaşarak olayı çözüme kavuşturmasını sağlar. Bu durumda cumhuriyet savcısı tarafından kamu davası açılmayacaktır.

İş Kazası Davaları Zamanaşımı Süreleri

İş kazası sonucu açılacak davaların belirli süreler içerinde açılması gerekmektedir. Aksi takdirde zamanaşımına uğrayan haklara ilişkin dava açma talepleri kabul görmeyecektir. İş kazası zamanaşımı süresi genel kural gereği 10 yıldır. 10 yıl içerisinde açılmayan davaların talep edilebilirliği ortadan kalkmaktadır. İş kazası tespit davası için öngörülen süre de yine 10 yıldır. İş kazası sonucu açılacak olan ceza davalarında ise sürelerin hesaplanması meydana gelen suça göre değişmektedir.

Meydana gelen iş kazası sonucu hem tazminat davası hem ceza davası açılabilmektedir. Ceza davası bakımından öngörülen zamanaşımı süresi eğer tazminat davası için öngörülen süreden uzun ise ceza davasına ilişkin zamanaşımı süreleri tazminat davaları bakımından da geçerli hale gelir. Yani tazminat davası için öngörülen süre 10 yıl fakat ceza dava zamanaşımı 12 yıl ise tazminat davası bakımından da 12 yıllık süre uygulama alanı bulacaktır.

İş Kazası Davaları Yetkili Mahkeme

İş kazası maddi ve manevi tazminat davaları için yetkili olan mahkemeler davalının yerleşim yeri, zararın ortaya çıktığı yer ve işçinin veya ölmüş ise yakınlarının yerleşim yeri mahkemesi yetkili olacaktır. İş kazası ceza davası için yetkili mahkeme suçun işlendiği yer mahkemesidir. Bu tür davalarda alanında uzman iş kazası avukatı ile çalışmanızı tavsiye ederiz.

 İş Kazası Yargıtay Kararları

Karar 1:

“Olay günü katılan …’in sıva ustası olarak çalıştığı ve sanığın müteahhidi olduğu inşaatta, kendisine ait matkapla harç karıştırma işi ile uğraştığı, çalıştığı makinanın arızalı olduğunu tespit etmesi üzerine durumu sanığa bildirdiği, sanık tarafından katılanın çalıştığı makinadaki arızayla ilgili bir işlem yapılmadığı, katılan tarafından arızalı olduğu tespit edilen makinayla harç karıştırma işine devam edildiği esnada, makinanın arızalı olmasından dolayı katılanın sağ el başparmağını makinaya sıkıştırdığı ve parmağında sürekli işlev zaafı oluşacak şekilde yaralandığı olayda, kazaya sebebiyet veren aletin katılanın mülkiyetinde olduğu, sıva işini üstlenen ve bu işi kendi araçları ile yerine getiren katılanın aletlerinin düzgün olarak çalışmasından sorumlu olduğu, katılana ait makinadaki arızadan kaynaklanan iş kazası nedeniyle sanığın sorumlu tutulamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,

Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA; 18/06/2019 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.”

Yargıtay 12. Ceza D. 2017/11635 E.  ,  2019/7436 K.

Karar 2:

“Müşteki Hikmet’in, 06/01/2017 tarihinde şüphelilerden Memduh’un sahibi olduğu şekerleme fabrikasında işçi olarak çalıştığı esnada elini paketleme makinasına kaptırarak üçüncü dereceden kemik kırığı oluşacak şekilde yaralandığı olaya ilişkin 20/11/2017 tarihinde şikayetçi olduğu, meydana gelen yaralanmanın niteliği göz önünde bulundurulduğunda, işlendiği iddia olunan ve TCK’nın 89. maddesinde düzenlenmiş taksirle yaralama ilişkin şikayet süresinin altı ay olduğu, müştekinin şikayetinin belirtilen altı aylık süreden sonra gerçekleştiği anlaşılmakla Konya Cumhuriyet Başsavcılığının 15/02/2018 tarihli kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı ile anılan karara ilişkin itirazın reddine dair Konya 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 28/03/2018 tarih ve 2018/1792 değişik iş sayılı kararında bir isabetsizlik görülmemiş olup,

Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görülmediğinden, Konya 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 26.02.2018 gün ve 2018/792 değişik iş sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma talebinin CMK’nın 309. maddesi uyarınca REDDİNE, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE; 16/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.”

Yargıtay 12. Ceza D.  2019/2670 E.  ,  2019/8874 K.