Şantaj cezası ağır olan bir suçtur. Tehdit suçunun özel bir şeklidir ve Türk Ceza Kanunu’nda ayrı bir suç tipi olarak tanımlanmıştır. Şantaj suçu kanunumuzda iki ayrı işleniş biçimi ile ele alınmıştır:
- Hakkı olan veya yükümlü olduğu bir şeyi yapacağından veya yapmayacağından bahisle, bir kimseyi kanuna aykırı veya yükümlü olmadığı bir şeyi yapmaya veya yapmamaya ya da haksız çıkar sağlamaya zorlamak
- Kendisine veya başkasına yarar sağlamak maksadıyla bir kişinin şeref veya saygınlığına zarar verecek nitelikteki hususların açıklanacağı veya isnat edileceği tehdidinde bulunmaktır.
Şantaj Cezası ve Görevli Mahkeme
Şantaj suçunun her iki halinde de faile verilecek olan ceza aynıdır. Şantaj cezası bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasıdır. Bu suç nedeniyle yapılacak olan yargılamalar da asliye ceza mahkemeleri görevlidir.
Şantaj Suçunda Şikayet ve Zamanaşımı Süresi
Bu suç hakkında soruşturma açılması şikayet şartına bağlı değildir. Dolayısıyla suçun işlendiğine ilişkin bilgi adli makamlara ulaştığı anda soruşturma resen başlatılır. Dava zaman aşımı süresi ise 8 yıldır. Bu süre içerisinde dava açılmalıdır.
Şantaj Suçunda Uzlaşma, Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması, Erteleme ve Adli Para Cezasına Çevirme
Şantaj suçu nedeniyle verilecek olan ceza hakim tarafından adli para cezasına çevrilebilir veya ertelenebilmektedir. Bu suç tipi uzlaşma prosedürüne tabidir. Mahkeme tarafından hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı da verilebilir.
Tehdit ve Şantaj Suçu Arasındaki Farklar
Şantaj suçunda failin amacı haksız çıkar sağlamaktır, tehdit suçunda ise böyle bir amaç yoktur. Şantaj suçunda mağdur üzerinden haksız çıkar sağlamak amacıyla bir şeyi yapmaya veya yapmamaya yönelik tehditte bulunulur. Tehdit suçunda ise mağdurun mal varlığına, bedenine, cinsel dokunulmazlığına yönelik tehditte bulunulmaktadır.
Şantaj suçu, ağır sonuçları olan ve mağdur bakımından da büyük maddi ve manevi zararlara yol açan bir suçtur. Bu sebeple her iki tarafın da uzman bir avukat tarafından temsil edilmesi gerekmektedir. Tehdit suçu hakkında detaylı bilgiye tehdit nedir konulu makalemizden ulaşabilirsiniz.
Şantaj Suçu ile İlgili Yargıtay Kararları
“Sanığın, kendini “Murat” olarak tanıtıp yakınanlardan 50.000 dolar para almak amacıyla değişik zamanlarda mağdurların ev, iş ve cep telefonlarını arayarak “parayı vermedikleri takdirde çocuklarına zarar vereceğini, elinde bulunan uygunsuz fotoğrafları yakınlarına göndereceğini ve ayaklarına sıkacağı” biçiminde tehditlerde bulunduğunun ve yakınan Kemal’in cep telefonuna kayıtlı “bugün ölmek için güzel bir gün”, “ben ölmeden önce güldürürüm”, “senin için vur emri verildi”, “50 bin dolar” biçimindeki sanığın kabullendiği ses kayıtlarından anlaşılması karşısında; eyleminin bir bütün halinde yağma suçunu oluşturduğu gözetilmeden kanıtların takdir ve değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı biçimde uygulama yapılması, bozmayı gerektirmiş..” (Yargıtay 6. Ceza Dairesi Esas No: 2009/11754 Karar No: 2010/7967)
“Dosya kapsamına göre, mağdure, eşi ve sanığın aynı kurumda çalıştıkları, mağdureyle eşi arasında boşanma davası açıldığı dönemde, sanık ile mağdurenin arkadaşlık yaptıkları bu süreçte mağdurenin çıplak vaziyetteki görüntü ve fotoğraflarını elde eden sanığın, boşanmaktan vazgeçip, resmi nikahlı eşiyle beraber yaşamaya devam eden mağdureye, işyerinden ayrılmaz ve A… ilini terk etmezse, görüntü ve fotoğraflarını içerir kayıtlardan oluşturduğu CD’yi çalıştıkları kurumun genel müdürlüğüne göndereceğini belirtip, “A…’yı terk edin gidin, sizi burada yaşatmam” şeklinde sözler söylemesi şeklinde gelişen olayda, sanığın kendisine veya başkasına yarar sağlamaya yönelik hareket ettiğine dair delil bulunmaması karşısında, 5237 sayılı TCK’nın 107/2. maddesinde tanımlanan şantaj suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı, eylemin bu haliyle genel kast ile işlenebilen ve 5237 sayılı TCK’nın 106/1-1. cümlesinde düzenlenen tehdit suçunu oluşturacağı gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek, yasal ve yeterli olmayan gerekçelerle, sanık hakkında yazılı şekilde şantaj suçundan mahkumiyet kararı verilmesi,….bozmayı gerektirmiş.” (Yargıtay 12. Ceza Dairesi Esas No: 2012/17703 Karar No: 2012/18222)